Proje açığa çıktı

ABD Büyükelçisi Tom Barrack sonunda baklayı ağzından çıkardı ve "Güçlü ulus devletler İsrail için bir tehdittir" dedi. ABD, Ortadoğu'daki Müslüman ülkelerin kapitalist sistemi kökten benimseyen, etnik ve mezhebe dayalı otoriter krallıklar olmasını istiyor. Irak'ın ve Suriye'nin ulus devlet modelinden uzaklaşarak parçalanmasını öneriyor. İsrail için bir tehlike olarak gördükleri Türkiye'nin etnik ve mezhebe dayalı olarak bölünmesini öngörüyor.

Bu temel amacın göstergeleri apaçık ortaya çıkmış bulunuyor.

ABD büyükelçisi ilk açıklamasında, cetvelle çizilen sınırlar üzerinde durdu, Sykes-Picot ve Lozan'ın özellikle Kürtler için olumsuz sonuçlar yarattığını belirtti. Bu konuya "Cetvelle çizilen sınırlar-vatandaş kanı ile çizilen sınırlar..." başlıklı yazı ile yanıt verilmişti. (Cumhuriyet, 11.07.2025)

Cetvelle çizilen ülke sınırlarının süper güçlerin yararlarını koruduğu biliniyor. Şimdi de ABD, Türkiye'de cetvelle çizilen yeni sınırlar peşindedir.

Tom Barrack, geçen haftalarda Osmanlı'daki millet sistemi üzerine övücü açıklamalar yaptı. Osmanlı İmparatorluğu'ndaki millet sisteminin toplum içindeki farklı grupların merkezi sistemde varlıklarını sürdürmelerine imkân verdiğini belirtti. Oysa Osmanlı'da uygulanan "millet sistemi farklı grupların merkezi sistemde varlıklarını sürdürmelerine" hiçbir zaman imkân vermemiştir. Osmanlı'daki millet sistemindeki amaç "Osmanlı devletinin merkezi otoritesini sağlamaktır".

Bu konuşmaların ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan önemli bir açıklama yaparak anakkale ve Kurtuluş Savaşı'nı Türk, Kürt, Arap Müslüman halkın ortak savaşı olarak niteledi ve Arapları Kurtuluş Savaşı'nın temel unsuru olarak tanımladı.

Bu yeni devlet kurma modeline en son Bahçeli katıldı. Bahçeli yeni anayasada cumhurbaşkanı yardımcılarından birisinin Kürt, diğerinin Alevi olmasını bir model olarak önerdi. Bu modele cumhuriyetçiler, aydınlar, milliyetçiler ve Atatürkçüler karşı çıktılar. Modelin aslında Sevr Antlaşması'nın 145. maddesinde yer aldığını, Sevr'in Milli Mücadele'de halk tarafından yırtılıp atıldığını belirttiler. Ayrıca, bu modelin Türkiye'yi Lübnanlaştıracağını ileri sürdüler. Konunun milli çıkarlara aykırı olduğu sivil toplum kuruluşları, siyasi partiler tarafından yüksek sesle belirtildi.