oğumuz gibi önceki gün benim de kafam karıştı. ünkü 4-5 gün önce İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından CHP İstanbul İl Başkanlığı'na kayyum (bazılarına göre çağrı heyeti üyesi) diye getirilen eski CHP İstanbul il başkanı ve CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin'i partinin il başkanlığı binasına sokmak için en az 5 bin polis görevlendirilmişti.
Söz konusu kuvvet CHP il binasını abluka (çember) içine almış, yolları kapatmış, bırakın CHP'lileri, o yöredeki evine gitmek ve çıkmak isteyenlere bile engel olmuştu.
Türkiye'yi ayağa kaldıran bu mahkeme kararının, aynı düzeydeki bir Ankara mahkemesi tarafından reddedildiği açıklanınca çoğumuzun kafası da haklı olarak karışıverdi. ünkü yaygın kanıya göre bir mahkemenin kararını sadece kendisi veya bir üst mahkeme kaldırabilir. Başka kimsenin bu konuda yetkisi yoktur.
Keza İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde başlayan dava ancak onun tarafından sonuçlandırılabilir. Başka mahkeme aynı konuda karar veremez.
Benim ve benim gibi kafası karışanların atladığı nokta, olayı ceza muhakemeleri usulüne göre değerlendirmekmiş.
Kendisi de bir ceza hukuku profesörü olan dostum Hasan Sınar, hukuk mahkemelerinin uyguladığı usulün farklı olduğunu belirterek bir mahkemenin verdiği "tedbir kararı" konusunda aynı düzeyde bir başka hukuk mahkemesinin karar verebileceğini söyledi. O nedenle İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin aldığı "kayyum" kararını etkileyebilecek bir kararı Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin almasının normal olduğunu ifade etti. Ancak o kararın İstanbul'un "kayyum" kararını otomatik olarak geçersiz hale getirmesinin söz konusu olmadığını zira o kararı ancak İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin ortadan kaldırabileceğini ifade etti.
Özetle Gürsel Tekin'in dayandığı zemin çok zayıfladığını ancak hukuken sıfır olmadığını bildirdi.
***
Hikâye sadece Gürsel Tekin'in CHP'ye kayyum olması, olmaması değil. Bir başka konu daha var:
Ben mesleki geçmişi 73 yıla uzanan bir gazeteciyim. Bunca yıl içinde tanık olmadığımız bir uygulamanın bir süredir -daha doğrusu 8-10 yıldırsürüp geldiğini görüyorum: