Eğitimdeki felaket...

Yusuf Tekin, biliyorsunuz Türkiye'yi çağdaş uygarlığın önüne geçirmeyi ta 3 Mart 1924'te TBMM'nin Tevhidi Tedrisat (Öğretim Birliği) Yasası'nı kabul ettiği günden beri amaç edinen Milli Eğitim Bakanlığı'mızın başındaki kişidir.

Dünkü gazetelerde Tekin sorumluluk yüklendiği günden beri adının "milli" değil, "dini" eğitim bakanlığı diye telaffuz edilmesi gerektiğini savunduğum bakanlığın 2026 yılı bütçesiyle ilgili bütçe komisyonu tartışmalarına ilişkin haberler vardı.

Gerçi haberlerde Tekin'in okullarda eğitimi "dinileştirmesi"nden çok ortaokul mezunu çocukların yoksulluk yüzünden MESEM (mesleki eğitim merkezi) eliyle haftada dört gün işyerinde çalışmaları yüzünden iş cinayetlerinde ölen 16 (bir iddiaya göre 88) çocuk konusu üzerinde durmuşlar.

DEM Parti Mersin Milletvekili Perihan Koca, "Kendi çocuğunuz MESEM'lerde değil, bizzat sorumlu olduğunuz devlet okullarında bile okumuyor" demiş.

TİP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil de hem Tekin'in kızının bir özel okulda öğrenci olduğunu hem de MESEM aracılığıyla iş cinayeti kurbanı olmaya aday çocuk sayısının 3 milyonu bulduğunu söylemiş.

Yeri gelmişken anımsatayım:

Ulusal kahramanlarımızdan, ikinci cumhurbaşkanımız İsmet İnönü varlıklı Türklerin çocuklarını okuttuğu özel okullarda değil, merhum Ömer İnönü ile merhum Erdal İnönü'yü Ankara Gazi Lisesi, kızı Özden (İnönü) Toker'i de Ankara Kız Lisesi isimli devlet okulunda okutmuştu. ünkü hem eğitimde fırsat eşitliği açısından bir örnek olmak hem de devlet okullarındaki eğitim kalitesini bizzat izlemek istemişti.

Eğitim sistemimizin başında bulunan Yusuf Tekin ise Cumhuriyetin bundan 101 yıl önce getirdiği laik eğitim sistemimizi tarikat, cemaat egemenliği altına sokmaya çalışıyor. Neyse ki yıkmaya çalıştıkları laik Cumhuriyet sahipsiz değil. Nitekim "Laiklik Meclisi" isimli sivil toplum kuruluşu Yusuf Tekin'in sözde geniş ve çeşitli çevrelere sorarak hazırlıyormuş gibi yaparak hazırladığı ve bu eğitim yılında okulların ilk sınıflarında uygulanmaya başlanan müfredatın (eğitim izlencesi) sonuçlarını giderek daha çok görmeye başladık.