Henüz üzerinden çok vakit geçmedi. Ama bir açıklama da çıkmadı.
Geçen haftanın sonunda CHP milletvekillerinin Abant'ta (Bolu) iki gün süren bir "kamp"ı vardı. Gazetelerde çıkan haberlerden öğrendik ki orada sunumlar yapılmış, CHP'nin yapılacak bir seçimde alabileceği oy oranına ilişkin 20 şirket ve araştırma grubunun yaptığı anketlerin sonuçları konuşulmuş. Ve her şey çok güzel bulunmuş.
Bu haberler CHP'lileri ve AKP iktidarının baskılarından şikâyetçi olan milyonları ne kadar mutlu etse yeridir.
Ama 8 Ekim 2025 tarihli Cumhuriyet'te çıkan bir haber var ki itiraf edeyim benim kafamı karıştırdı.
Kampla ilgili haberde basına açıklama yapan CHP'nin TBMM grup başkanvekili Gökhan Günaydın'ın, "CHP'nin bir merkez partisi olma kimliği giderek daha fazla oturuyor. Tüm siyasi partileri yanında tutarak demokrasi ve adalet mücadelesine ortak etme konusunda bir fikir birliği var" dediği yazılıydı.
Günaydın'ın sözleri ilk bakışta, "CHP'nin demokrasi ve adalet mücadelesi veren bütün partilerin ortasında olduğu" anlamına geliyor. Lakin bu iddia öteki partilerden gelmedikçe ve açık destek olmadıkça havada kalıyor.
O zaman geriye ikinci ihtimal yani "CHP'nin siyasi yelpazenin ortasında yer aldığı" ve "merkez partisi olma kimliğinin giderek daha fazla oturduğu" anlamı çıkıyor.
Tamam da insan merak ediyor: Durup dururken "merkez partisi olma" merakı şimdi nereden çıktı Bizim bildiğimiz CHP kurulduğu ilk yıllardan başlayarak "kamucu" bir temel politika izlemiştir. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun "sağ"a yumuşak bakan liderlik döneminde dahi CHP kendini hiçbir zaman "merkez partisi" olarak tanımlamamıştır. Örneğin 2008'de -merhum Deniz Baykal döneminde- yapılan parti programında hiçbir değişikliğe gidilmemiştir.
Partinin son olarak Abant'ta yapılan "kamp"ı dahil, bildiğimiz hiçbir toplantısında "program tartışması" da açılmış değildir.
Hoş partinin programını ele alacak kurultayının da yapılmasına daha da hayli zaman vardır.