'ÖnYargı'tay' olmasın!

Dikkatle takip ediyoruz. Sağ olsunlar anlık bilgi de paylaşıyorlar. Ama seçim süreci, tuhaf bir kilitlenmeye sahne olmuş görünüyor. 15. turda da sonuç alınamaması üzerine Bayram sonrası yeni bir maraton başlaması bekleniyor. Geçmişte daha uzun süren farklı seçim örnekleri de var. Lakin sürecin uzaması bir süre sonra konunun dışarıya taşmasına yol açabiliyor. Seçimler ana ekseninden uzaklaşıp başka unsurların konuşulduğu bir hâl alabiliyor. Kimlikler, inanç bağları vb. üzerinden yıpratıcı aşamalara varabiliyor. Ve maalesef değerli hukukçuların şahıslarının yanı sıra kurumu ve yargıya bakışı olumsuz etkiliyor.
Tahmin edildiği gibi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun Birinci Başkan seçiminden söz ediyorum. Yargıtay'ın 348 üyesinin salt çoğunluk olan 175 oyla yeni başkanını seçmesi gerekiyor.
Mevcut başkan Mehmet Akarca ile 3. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Kerkez ve 3. Ceza Dairesi Başkanı Muhsin Şentürk arasındaki yarışta hiçbir aday gerekli çoğunluğu sağlayamıyor. Seçimler, hukukçu yetkinliği ve temsil kabiliyetinden ziyade dünya görüşü ve bir inanç grubuna bağlılık etrafında tıkanıyor. Veya bu algı giderek pekişiyor!
Yargıtay gibi üst yargı organının, temsili makam olan başkanlık için bu derece ince hesapların içine sokulması kamuoyu nezdinde endişe de yaratıyor. Üyelerin neredeyse şeceresine varan incelemelerin sayısı artıyor. Yargıtay'a gelen veya gelmesi muhtemel temyiz başvuruları için dosya içeriği yerine üyelerin profiline dayalı senaryolar ön plana çıkarılıyor!
Niyetimiz kimseyi zan altında bırakmak değil. Ancak, kemik olarak hareket ettiği ileri sürülen bir grup Yargıtay üyesinin, mesleki aidiyetini ikinci plana bıraktığına dair yorumlar, büyük bedel ödenen 15 Temmuz 2016 ve öncesindeki kimi birliktelikleri çağrıştırır hale geliyor!
Bizim bildiğimiz hukukçular; kafası beklentisiz, yüreği kaygısız, özgür ve bağımsız kalabileceğine güven duyulan, adaleti ve doğruyu cesurca savunan özel insanlardır. Şükür ki bugünkü Türkiye, hüküm verirken yukarıdaki kriterleri gözeten hukukçularla dolu.
O halde...
Bayramın ardından, Yargıtay'da toplumun beklediği sağduyu ağır basmalı ve kıymetli üyeler, seçimlerini başarıyla tamamlamalı. Yargıtay üyeleri birbirlerini iyi tanıyor. Seçimlerin sündürülmesinin dışsal etkiye açık durumlar yarattığını da öngörebiliyor. Birilerinin istediği şekliyle başkanın seçimi mesele haline getirilerek Külliye'nin devreye girmesi hesabına dönüştürülmemeli. Böylece yargı erki anayasal sistemdeki yerine göre, adalet arayan vatan daşlarına itimat ve memnuniyet telkin eden özgün konumunu sürdürmeli!


DEM'li CHP...