Son seçimlerin ardından Kıbrıs, gerek iç siyasi gerekse stratejik açıdan yeniden gündeme oturdu. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki cumhurbaşkanlığı seçim sonuçları üzerine MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin yaptığı çağrı, hafızalardaki tazeliğini koruyor. Aynı şekilde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, "Bölgemizde kurgulanan yeni emperyalist oyunda, Kıbrıs Adası'nın da menüye eklenmek istendiğine dair güçlü sinyaller alıyoruz. Şunu herkes bilsin ki Kıbrıs'ı size yem etmeyiz"mesajı da güncel şartlarda yerli yerine oturdu!
Lâkin bugünlerde asıl Ada'nın güneyine odaklanmak gerekiyor. Büyük bir hata ile AB'ye tam üye yapılan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) üzerinden dönen operasyonlar sadece Kıbrıs'ı değil, NATO güvenlik mimarisini de tehdit ediyor. Nasıl mı
Gelin, ABD'nin prestijli uluslararası ilişkiler dergisi olan "The National Interest"te 30 Ekim 2025 tarihinde yayınlanan makaledeki kritik bazı noktaları birlikte değerlendirelim. Yazının başlığı, "Rusya, Denizaltı Avlayan Bir Canavar İnşa Etmek İçin Batı'dan Çaldığı Teknolojiyi Kullanıyor!"Makaledeki anlatıma göre... GKRY merkezli "Mostrello Commercial Ltd" isimli şirket, Rusya'nın istihbarat bağlantılı firması UPT (Upravlenie Perspektivnyh Teknologiy) adına hareket ederek Batılı ülkelerden sonar, su altı dronları ve gelişmiş denizcilik ekipmanları satın alıp, Moskova'ya aktarıyor. Bunu nasıl yapıyor Bazı Avrupa ve İsrail şirketlerinin ürünlerinin "çift kullanımlı sivil ekipman"olarak faturalandırılmasını sağlayıp, bunların Rus savunma sanayisine transferinde paravan rolü oynuyor. Ve daha önemlisi... Makale; AB'nin, GKRY üzerinden geçen teknoloji ihracat zincirini yeterince denetlemediğini de eleştiriyor.
Peki, Rum yapımı bu tezgâh neye yol açıyor
Makale diyor ki...
"Rusya, GKRY sayesinde Batı ülkelerinden temin ettiği hassas teknolojilerle Kuzey Kutbu'ndaki Arktik'te 'Harmony' adında gelişmiş bir 'Denizaltı Tespit Ağı' kurdu! Bu sistem, deniz tabanlı sonarlar ve dronlarla donatıldı ve NATO denizaltılarını izleyecek kabiliyete ulaştı!"
Kara paranın aklanması da başta olmak üzere, küresel teknoloji hırsızlığına gönüllü aracılık yapan, Avrupa'nın kirli ellerini yıkadığı lavaboya dönüşen böylesine kriminal sözde devletle, Kıbrıs Türk halkının aynı çatı altında yaşamasında ısrar etmek hakikaten mantık sınırlarını aşıyor!

3