Rahmani ile Şeytani arasındaki mücadele!

Sanırım yazının başlığı, Türkiye'de hemen her alanda ama özellikle ekonomide olup bitenin kısa özeti gibi... İyimserlik ile Karamsarlık arasındaki mücadele hep zaman vardı. Ama durun bir dakika! Bu kez olan, önceki örneklerden farklı... Neden Çünkü bugün, "istifade edilmesi gereken eleştiriden" bahsetmiyoruz. Eleştiri sınırlarını çok aşan "yıkıcı faaliyetlerden" söz ediyoruz. Tabiri caizse... "Bunlar (iktidar) gitsin de ne pahasına giderlerse gitsinler" boyutuna varan, hastalıklı zihniyete dikkati çekiyoruz. İşte bunun içindir ki... Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin de dediği gibi... "İyimserlik rahmani, kötümserlik karamsarlık şeytanidir!" Elbette Sayın Bakan, hayata dair bakış açısını yansıtırken ve bu yaklaşımını ekonomiye, yani kimi piyasa aktörlerinin tutumuna uyarlarken bir polemik yaratma niyetinde değil. Ama... Türkiye Ekonomi Modeli'ni uygulamaya çalışırken uğradığı "psikolojik harekatı" tüm yönleriyle vurgulama gayretinde. Sanırım... Bu anlatım dili, müzmin muhalifler ve dahi düşmanca tavır takınan aktörler kadar zaman zaman bünye içinden kaynaklanan komplikasyonları da kapsıyor! Tahmin ettiğiniz gibi dün Sn. Nebati ile aynı toplantıda idik. Turkuvaz Medya Grubumuzun düzenlediği 2. Çiftçi Zirvesi bağlamında Bakan Nebati, ekonomiye ilişkin detaylı değerlendirmelerde bulundu. Sn. Nebati'ye göre... Küresel pandemi şoku, bir dönem hızla artan emtia fiyatları, tedarik ve lojistik sorunları, Rusya-Ukrayna Savaşı ile başlayan gıda ve enerji arz güvenliğine ilişkin riskler, tüm dünyayı "ekonomide paradigma değişikliğine" veya en azından güncel arayışlara zorladı. Türkiye'nin doğru zamanda pozisyon aldığını savunan Bakan Nebati, ekonomide bir üst aşamaya geçmenin sancılarını yaşadığımızı ifade etti. Yatırım-Üretim-İstihdam-İhracat- Cari Fazla zincirlerinin birbiri ile bağlantısına ve zincirin her bir halkasının