Programa güven için kime ne düşüyor
Son anket çalışmaları gösteriyor ki "ekonomi yönetimine güven" hassas başlık olmayı sürdürüyor. Parti tercihlerine göre güven faktörü farklı oranlarda seyrediyor. AK Parti tabanında yüzde 63'ü bulan güven, diğer partilerin seçmenlerinde gittikçe kademeli olarak düşüyor. Oy kullanmayı düşünmediğini veya kararsız olduğunu belirten seçmenin hala zamana ihtiyaç duyduğu anlaşılıyor.
Son yıllarda yüksek seyreden enflasyonun, Covid19 pandemisi ve devam eden artçı şokların, asrın felaketi olarak nitelendirilen 6 Şubat depremlerinden kaynaklanan yıkıcı etkilerin sosyoekonomik dengeleri derinden sarstığını kabul etmemiz gerekiyor. Bu ve benzeri travmatik olaylar dizisi, sadece sayılara indirgenemeyecek şekilde tedbirler alınmasını da zorunlu kılıyor. Bir başka anlatımla, ekonomide güven ortamının pekişmesi mutlak gereklilik olmakla birlikte yenilikçi önlemler geliştirilmesine ilişkin talepler de giderek artıyor. Ekonomi yönetimince alınan kararların, hane halklarının günlük hayatlarını ve şirketlerin gelecek beklentilerini olumluya çevirmesi için doldurulması gereken "ikna alanı" da dikkat çekiyor.
Tüketici güveni, yatırımcı iştahı ve küresel sermaye ilgisi gibi başlıklarda kalıcı ilerleme sağlanması ise...
Tutarlı para ve maliye politikasının tavizsiz uygulanmasına,
Enflasyondaki düşüşün kesintisiz devamına,
Yargı reformuna ve adalet algısının iyileştirilmesine mutlak manada bağlı.
Madalyonun ön yüzü yukarıdaki gibi...
Şimdi gelelim madalyonun arka yüzündeki zaruretlere...
1- Etkili iletişim stratejisi ve sahada siyaseten her an varlık gösterme gereği,
2- Cumhurbaşkanlığı, AK Parti Genel Merkezi ve Meclis grup yönetiminin tamamlayıcı şekilde ekonomik programı anlatması,