CHP'nin 39. Olağan Kurultayı'ndayız. Ankara Spor Salonu'na giden caddeler de kurultay salonu da sakin. "Tek adaylı" ama "Eş genel başkanlı" seçimin sonucu zaten belli olduğundan, bütün mücadele Parti Meclisi'ne girebilmek üzerine kuruluydu. Ne de olsa milletvekili adaylığını garantilemenin en kestirme yolu PM'den geçiyor...
Kurultay, Ekrem İmamoğlu'nun, "yapay zekâ ile kurgulanmış" 20 dakikalık manifestosuna sahne oldu. Sloganlar ve grafiklerle desteklenmiş bu özel yapım, "Ekosistem"in hâlâ çalıştığını da gösteriyordu.
Eş Başkanın Silivri'den idare etmeye çalıştığı bu kurultayda da CHP ve türevlerinin zihni kodlarında yapısal bir değişim olmadığı anlaşıldı. Dün, "Göbeğini kaşıyan adam!" olarak aşağılanan kitleler, bu kez, "Elinde uzaktan kumanda, pijamasıyla evinde TV seyreden adama" dönüşüvermişti. Siyasetin garip çelişkisi olsa gerek... CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin geleceğini de üstü örtülü biçimde tehdit ettiği o pijamalı adamda arıyordu:
"...Evde elinde kumandasıyla oturan pijamalıya sesleniyorum. Ya meydanlara çıkacaksın bu darbe (!) ile yüzleşeceksin, nereye davet ediliyorsan oraya güç vereceksin ya da sonra hiç hayıflanmayacaksın!"
Özel, 75 dakikalık konuşmasında sık sık "İmamoğlu'na mesaj gönderirken" CHP'nin "rüşvet ağından arınması gerektiğini söyleyen" eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'na da -isim vermeden- laf çaktı.
".. Müesses nizama işbirlikçi olanlara, örgütlerin vermediği görevleri başka kapılarda arayanlara yer yoktur. CHP arınacaksa işte bu anlayıştan arınacak!"

14