Kemal Bey'in hamleleri: 'Ya tutarsa!'

Bırakınız parti genel başkanlığını, hatta cumhurbaşkanlığını... O, her şeyden önce bir baba... Evlatlarının eğitim hayatının başörtüsü engeline, daha doğrusu faşist zihniyetin uygulamalarına takılmasının, onlardan uzak bırakılmanın hüznünü yüreğinin derinliklerinde hisseden bir insan. Yakın siyasi tarihimizde, "Hak ve özgürlük hareketi" denildiğinde ilk akla gelen isim Recep Tayyip Erdoğan. Hele ki söz; milleti devlet ile barıştıran başörtüsüne ilişkin çözümlerden açıldı mı, CHP'li hiçbir siyasinin onun karşısına çıkacak sicile sahip olmadığı açık bir gerçek! Nitekim... CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun video mesaj üzerinden denediği "başörtüsü açılımı" gerek partisinin siyasi genetik kodları gerekse tarihte açtığı derin yaralar yönüyle bir dizi tartışmayı da alevlendirdi. Üstelik bu hararet, AK Parti ve MHP ile CHP arasındaki karşılıklı atışmanın dozundan çok, CHP tabanında ve parti dinamiklerinde fazlasıyla hissedildi. Nedeni ise Kemal Bey'in müstakil çıkışlarında, daha doğrusu kendisini bu tür çıkışlara teşvik eden ilişki ağında gizli. Bu durum, Temmuz 2020'deki CHP Kurultayı'ndan beri böyle. Kılıçdaroğlu'nun iki yıl önce, "Dostlarımızla iktidar olacağız" söylemi ile başlayan, 6'lı masanın kuruluşuna kadar giden ve nihayet "suni helalleşme vaadi" ile Nirvana'ya çıkan "taktik hamleleri" çoğu zaman partideki arkadaşları için de şaşırtıcı oluyor. Kemal Bey'in, gece saatlerine ayarlı açıklamalarının içeriğini parti yöneticileri de tam bilmiyor ama zevahiri kurtarma adına sesini çıkaramıyor! Meseleyi, siyasetin genel rekabet alanından çekip CHP sınırlarına indirgediğimizde görünen manzara şöyle: Kemal Bey'in akıl hocaları... AK Parti ile özdeşleşmiş, siyasi karşılık ürettiği bilinen uygulamaları CHP ile de bütünleştirmeye, özgürlük alanını genişleten düzenlemeleri ise CHP teminatı altına aldırmaya çalışıyorlar. Bu noktada, iki mühim hamle dikkati çekiyor... Birincisi, düne kadar küçümsenen sosyoekonomik önlemler. Yani, sosyal devletin AK Parti ile ete kemiğe bürünen paketlerinin, CHP tarafından da sürdürüleceği iddiası. Anlayacağınız, CHP üst yönetimi -özde olmasa bile sözde- "makarna ve kömüre oyunu satan vatandaş" ithamından sıyrılmaya, "göbeğini kaşıyan adamı!" kucaklamaya, "bidon kafalı adamı!" dahi ailesiyle birlikte yanına çekmeye uğraşıyor! İkinci hususu da başörtüsü ile ilgili kazanımlardan geri dönülmeyeceğine dair güvenceler oluşturuyor. Kanımca, CHP lideri ve ortak hareket ettiği kayıt dışı politika yapıcı aktörler, başörtüsü bahsi açıldığında, Erdoğan siyasal markasının ezici üstünlüğü ile karşılaşacaklarını biliyorlardı. Ama onlar için geçmişle yüzleşmek, öz eleştiri vermek gibi duyarlı başlıklar söz konusu olmadığı için... "Geçmiş, geçmişte kalmalı. Biz, geleceğe bakalım" oportünizminden faydalanmak yeterli. Böylece, AK Parti'nin en