İsrail-İran İki Kafa ve Erdoğan'ın tutumu
İsrail'in, İran'a saldırısı ile başlayan, karşılıklı askeri tırmanma ile devam eden, ABD'nin sınırlı askeri müdahalesi sonrası 12. günde ateşkese bağlanan süreç, sıcaklığını koruyor. Her iki ülke de hasar tespiti yanında gerek iç gerekse küresel kamuoyu düzeyinde algı operasyonunu sürdürüyor. Eldeki ön veriler, İran'ın nükleer kapasitesinin ağır yara aldığını ancak uranyum zenginleştirme yeteneğini koruduğuna işaret ediyor. Kırılgan ateşkes şartları halâ gerilim üretiyor.
Görünen o ki... 1- İsrail'in yayılmacılığı durdurulmadıkça, 2- İsrail-İran arasında görece sulh sağlanmadıkça, 3- Filistin Devleti tanınmadıkça, 4- İsrail ile S. Arabistan asgari diplomatik ilişki kurmadıkça, 5- Ve en önemlisi Türkiye-İsrail ilişkileri normalleşmedikçe Ortadoğu'da kalıcı güven ortamından söz etmek imkânsız!
Gelelim başlıktaki ana konumuza...
Tarih, 20 Eylül 2023.Yer, New York'taki Türk Evi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, İsrail Başbakanı Netanyahu'yu kabul ediyor. Filistin sorunu ilk gündem maddesini oluşturuyor. Ama aynı zamanda iki ülkenin enerji, güvenlik, inovasyon alanlarındaki iş birliği olanakları da ele alınıyor. Üst düzey ziyaretler de planlanıyor. Fakat Erdoğan'ın yüksek ihtiyatlı iyimser tutumu, 7 Ekim 2023'ten itibaren akamete uğruyor. Hamas'ın başlattığı Aksa Tufanı'nı bahane eden Siyonist yönetim, Gazze'de soykırıma girişmekle kalmıyor, hedefinin tüm bölge olduğu teyit eden askeri eylemlere başvuruyor. Lübnan, Yemen, Suriye, derken İran...
Peki, bundan yaklaşık iki yıl önceki görüşmede, İran'ın nükleer kapasitesine dair tehdit değerlendirmesi gündeme geldiğinde Erdoğan, Netanyahu'ya ne diyor
"Sadece İran'da değil, İsrail'de de tüm bölgede nükleer silahlar olmamalı!"
Yani Erdoğan, (katil) Netanyahu'nun fırsat kolladığı saldırganlığı öngörerek, İsrail'in kullandığı gerekçeyi elinden alacak şekilde net bir çerçeve çiziyor.
Ve bir diğer tarih, 21 Haziran 2025. Yer, İstanbul. Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı toplantısına katılan İran Dışişleri Bakanı A. Arakçi'yi de kabul ediyor. Görüşmede İsrail'in, bölgeyi ateşe attığı, hiçbir meşruiyeti olmayan saldırıların derhal durdurulması konuşuluyor. Lâkin Bakan Arakçi, ister ima yollu deyin isterseniz açık dille... İran'a saldırılarda kullanılan çevredeki ABD ile ilişkili varlıkların, bu tesisleri barındıran ülkelerin hedef haline gelebileceğini ihsas ediyor. Elbette Erdoğan, bahse konu üst perde ifadeye, Türkiye perspektifinden, olabildiğince diplomatik üslûp sınırlar içinde gerekli (ve hak edilen) cevabı veriyor!
Özetle...
Ortadoğu başta olmak üzere global sistemde, "barış, adalet, güven içinde kalkınma" peşinde koşan, yönetimleri ve statükonun sahiplerini ikna edemese de halklarda karşılık