İmralı Heyetinin dedikleri toplumun anladıkları!..
DEM Parti İmralı Heyeti, ilk tur görüşmelerden sonra nihayet beklenen (!) açıklamayı yaptı. Yazılı bilgilendirmedeki üslup dikkat çekici olduğu kadar, kat edilmesi gereken epey mesafe olduğunu da teyit eder nitelikte idi. Metinde, genel olarak "pozitif dilin" hâkim olması elbette bir kazanımdı. Ama "Kürt siyaseti!" adına kısa ve orta vadeli muhtelif taleplerin altyapısı da kurgulanmıştı!
Satır arasındaki vurgular incelendiğinde, DEM Parti'yi oluşturan bileşenlerin "özel kodlanmış" ifadelerden ve şifresi çözülünce farklı yorumlamaya müsait anlatımlardan vazgeçmediği de görüldü.
Heyet, "Sn. Öcalan" referansına 4 ayrı cümlede yer vermişti. "Sayın" diye yüceltme (!) çabasının "Sn." olarak kısaltılması, işin özünü değiştirmese de ya mahcubiyete ya da zarurete işaret ediyordu. Öcalan için "bebek katili" tanımlamasının geçerli olduğu bir ortamda toplumun geneli nötr bir ifadeyi, yani "İmralı" demeyi tercih ediyor. İmralı bir yer ismi olmakla birlikte kiminle özdeşleştiği açık olduğu için, o kişinin günahlarını da kapsıyor!
Artık "Terörsüz Türkiye" olarak anılan özgün gelişmelerin İmralı Heyeti'nde sadece "barış süreci" olarak geçmesi de not edilmesi gereken bir durum. Neden Çünkü barışın içini boşaltanların en çok kullandığı kelime -maalesef- yine barış (!) oluyor da ondan... Açıklamada, "Barış 6, Demokrasi-Demokratik 4, Kardeşlik 3, Kürt 3, Türk- Türkiye 2, TBMM 2 kez" geçerken, "Silah 0, Örgüt 0, Lağvetme 0" idi. Metinde, terör örgütüne atıfta bulunulmaması, silahların gömülmesinden, örgütün lağvedilmesinden bahsedilmemesi bilinçli tercih değilse büyük eksiklikti!
Türk-Kürt kardeşliğinin güçlendirilmesine dair tarihsel sorumluluğa ve Ortadoğu'da yaşanan köklü ve geri döndürülemez gelişmelere de değinilen o metinde, sorunun çözüm zemini olarak TBMM'nin gösterilmesi ne derece doğru bir duruş ise -sözde- "demokratik siyaset" başlığı açılarak ileriye dönük hedefler adına "maymuncuk misali" oraya yerleştirilmesi de stratejik bir hamleyi yansıtıyordu.