İmralı! Gitmek mi zor, kalmak mı

Ne kadar hassasiyet gösterilmesini beklesek de konunun siyasal polemik malzemesi yapılması kuvvetle muhtemel. Devlet-Millet Projesi desek de "Teröristin ayağına gidilir mi" tartışmasının alevlendirilmesi hiç de yabana atılır ihtimal değil. Ki bunun ilk örnekleri başladı bile.
Durum gerçekten zorlu...
Bir tarafta "bebek katili, terör örgütü elebaşı" gerçeği var.
Diğer tarafta ise "örgütünü lağveden, silah bırakması için net çağrı yapan", Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile bütünleşmeden söz eden bir başka görünümdeki figür var!
Tablo böyle olduğu içindir ki milletin duygusallığı ile devletin rasyonelliği arasında gidip gelinmesi de normal!
Şimdilerde bu denkleme, Selahattin Demirtaş'ın etkili eleman olarak eklenmesi de beklentiler dahilinde...
27 Şubat 2025'ten bu yana, yani İmralı'nın PKK terör örgütünü feshetme ve silah bırakma direktifi vermesinden itibaren son 9 ay içinde baş döndürücü gelişmelere tanık oluyoruz. Elbette bir "al-ver sürecinden" geçmiyoruz. Ama reel politiğin gerekliliklerini de göz ardı edemiyoruz. PKK, örgüt yapısını dağıtma ve silah bırakma kararını şu ya da bu düzeyde hayata geçirirken, hatta Türkiye'deki son terörist de sınır dışına çıkmışken, siyaseten ve hukuken ne yapılacağına artık bir karar verme lüzumu da çok açık.
Bir yanım... Meclis'te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'ndan oluşan en geniş temsil kabiliyetine sahip milletvekili heyetinin İmralı'ya gitmesini telkin ederken,
Diğer yanım... İmralı'daki şahıs, Ankara'ya getirilemeyeceğine göre, "Teknolojinin imkânlarından yararlanılarak komisyon üyesi vekillerle kapalı devre canlı bağlantı kurması sağlanabilir" diyor.
Şekli gibi görünen bu fark, aslında çok yönlü etki yaratmaya da aday.
İmralı ile doğrudan temas edilmesi, Terörsüz Türkiye-Terörsüz Bölge ideali için yeni bir motivasyon sağlayabileceği gibi,
İmralı'ya gidilerek verilecek fotoğraf ve görüşme içeriği toplumsal hazmetme sorunu da üretebilir!
Ayrıca...
Meseleye, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin penceresinden de bakılabilir. Sn. Bahçeli, gelinen aşamada İmralı'nın söylem ve gelecek tasavvurunun ilk ağızdan dinlenilmesinin faydalı olacağı kanaatinde. Bence bu tespitine bir ek yapılması zaruret arz etmekte. Neden Çünkü İmralı'daki, -bilindiği kadarıyla- şimdiye dek sadece yetkilendirilmiş devlet görevlileri ile görüştü. Bir de örgüt kafasının sözcüsü mahiyetinde milletvekilleri, avukatlar ve akrabaları üzerinden mesajlar gönderdi.