Güven veren, tecrübeli liderlik mi Horozu çok olan siyasi köy mü

Jeopolitik gelişmeler, birçok ülke gibi Türkiye'nin de gündeminde geniş yer tutuyor. Rusya'nın, Ukrayna'yı işgali ile başlayan süreç, başta Avrupa olmak üzere neredeyse dünyanın tamamını stratejik açıdan yeniden değerlendirme yapmaya hatta bir dizi önlem almaya zorluyor. Savunma alanının yanı sıra enerji ve gıda güvenliğinin ön plana çıktığı bu dönem, aynı zamanda finansal ve siber güvenlik ekseninde de sarsıcı gelişmelere sahne oluyor. Globalleşmenin yerini giderek bölgesel işbirliklerinin alacağı, geleneksel ittifak bağlarına alternatif çok merkezli dünya düzeninin kurulacağı anlaşılıyor Böylesine kritik küresel geçiş döneminde Türkiye, sadece coğrafi konumu ile değil, bağımsız politika uygulayabilme kabiliyetiyle de pozitif yönden ayrışıyor Savaşan tarafların her ikisiyle de güvenilir zemin inşa ederek konuşabilen, NATO ve AB için olmazsa olmaz konumunu pekiştiren, Balkanlar, Kafkaslar ve Kuzey Afrika için çatışma risklerini bertaraf edebilen kimliği ile Türkiye, tarihi fırsatın eşiğinde duruyor. Ve bu fırsatların kullanılabilmesinin yolu "mutlak siyasi istikrar, etkili ve itimat telkin eden liderlikten" geçiyor. Dikkat edilirse, Avrupa'yı şoke eden harp ve göç dalgası karşısında, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın aktif diplomatik girişimleri Türkiye'yi müstesna bir yere taşıdı. Kelimenin her manasıyla "güvenlik ve alt unsurları" ülkemizde de geniş kitlelerin karar önceliklerini derinden etkiledi. Muhalefet partileri ise vaat ve iddiaları için şartların olgunlaştığını düşünür, dirsek temaslarını hızlandırırken bir anda "politik şaşkınlık" dairesine sıkışıp kaldı. Türkiye'nin, Rusya karşıtı yaptırımlara taraf olmasını isteyen kimi liderler, bu denemelerinden sonuç alamayınca kendisini, iç polemik malzemeleri üretirken buldu. Örneğin, Adana'daki bir gösteriye polisin orantısız müdahalesi üzerinden başörtülü polisbaşörtülü vatandaş ikilemi yaratma gayretleri samimiyetsizlik hanesine yazıldı. 1915 Çanakkale Köprüsü'nü veya şehir hastanelerini hedef alan faydamaliyet çarpıtması da muhalefete, arzuladığı kapsamda tepkisellik sunmadı! Ha, "Tehlike geçti mi" Elbette, "Hayır!" Yani, muhalefet ve akıl hocaları, ilk fırsatta toplumun sinir uçlarına basacak argümanları aralıksız servise sunacaktır. Gel gör ki... Milletlerin kaderinin açıkörtülü