Çıkış stratejisinde Ruslara yardımcı olabilecek liderlik!

Neredeyse tüm batı bloku bir olmuş, Rusya'nın üstüne çullanmakta. Evet, Kremlin yönetimi, Rus Çarlığı'nı canlandırmaya çalışan yayılmacı zihniyet, yani Ukrayna'yı işgale yeltenenler fazlasını da hak etti. Ama durun bir dakika, Ruslar maksimalist taleplerde ısrar etseler bile, elbet bir gün bu savaş duracak. An itibariyle, Pirus zaferi! () kazanmakla meşgul olan Ruslara, karizmayı çizdirmeden makul çıkış yolunu kim gösterebilecek AB-ABD-NATO ve Japonya bir tarafta, Rusya-Çin-Hindistan ekseni diğer tarafta toplanıp, karşılıklı hasmane tutumu derinleştirirken eş zamanlı olarak Ukrayna ve Rusya ile kim konuşabilecek Elbette Rusların, Kırım dâhil işgal ettiği topraklardan çekilmesi öncelikli şart. Lakin Rusların güvenlik garantisi elde edemediği bir masada, "yenilgi psikozuna" girmek istemeyecekleri de çok açık. Böyle bir durum, Moskova'nın gerek yüksek teknolojiye ve nükleer silahlara dayalı güç gösterisi gerekse enerji kartını kullanarak kazandığı göreceli üstünlüğü felç edeceği gibi... Orta Asya, Kafkaslar, Balkanlar, Suriye ve Libya'daki etkinliğini de bir hayli zayıflatır. Siyasi tarih bize, savaş sonrası dönemlerde adil ve dengeli çözüm bulunamazsa, görünür gelecekte bir başka savaşın tohumunun atıldığını gösteren örneklerle dolu! İşte bu noktada, SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran'ın tanımlaması ile Türkiye'nin "Proaktif Tarafsızlık Politikası"nın değeri ve önemi ortaya çıkıyor. Kabul edelim ki kriz günlerinde, güvenilir liderler anahtar rol oynar. Bugün bu role doğrudan karşılık gelen ismin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan olduğuna da kuşku yok Tabii bu aşamada, şu soruya da sıkça rastlanıyor: "AB, ABD ve NATO; Rusya'ya yönelik sert yaptırımlar başlatırken Türkiye'nin konumlanması ne ifade ediyor" Bu sorunun yanıtı, iddia edildiği kadar zor değil! Neden Çünkü Türkiye, Kırım'ın ilhakına da Ukrayna'nın işgaline de başından beri karşı çıkıyor. Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü, egemenliğini ve siyasi birliğini savunuyor. Üstelik bu söylemini, Suriye'deki zorlu şartlarda, Rusya ile bıçak sırtında yürüttüğü ilişki biçimine rağmen çok net dile getiriyor. Ankara başından beri ateşkesi ve diplomatik müzakereler yoluyla sorunun çözümünü savunuyor. Savaşı derinleştirecek her türlü oldubittiden uzak durduğu gibi Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ni tavizsiz uygulayacağını ilan ederek, ilkesel duruşunu kayda geçiriyor. Savaş koşullarında sadece kendi vatandaşlarını değil, dost ve kardeş ülkelerin vatandaşları ile mağdur Afrikalıların tahliyesi için de büyük mücadele veriyor. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel'in siyasi polemik yapma şehvetine kapılarak yaptığı yorumların aksine,