31 Mart Yerel Seçimlerinden bu yana "siyasette normalleşme veya yumuşama" üst başlığı etrafında gündem okumaya çalışıyoruz. Lâkin bu dönemin tam manasıyla adının konulduğuna tanık olamıyoruz. Evet, üst düzey temaslar, teknik ekiplerin bakanlarla görüşmeleri oluyor da... Sonrası Sanki taktik hamleler dizisi...
Neden Çünkü...
Kemal Kılıçdaroğlu çizgisi, "Külliye ile müzakere değil, mücadele edilir" derken...
Ekrem İmamoğlu korosu, "Yerel seçimde ikinci olan AK Parti'ye ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a siyaseten toparlanması için zaman kazandırılıyor" iddiasını dillendiriyor!
CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in AK Parti'yi ziyareti, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın iade-i ziyareti yanında, 5 buluşma daha gerçekleşti.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki'den sonra dün de Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, CHP'li muhataplarını kabul etti ve sıcak konuları masaya yatırdı. Açık ve samimi bilgilendirme yapıldı.
Nitekim AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Erdoğan-Özel görüşmesinin ardından şu değerlendirmeyi paylaşma gereği duymuştu:
"Cumhurbaşkanımız, Orta Vadeli Program ve 12. Kalkınma Planıyla sağlanan kazanımların korunacağını vurgulamışlardır. Popülizme tevessül edilmeyerek, programa zarar verecek tutumlardan kaçınılacağını ifade etmişlerdir!"
Bu yazının yazıldığı sırada...
CHP Genel Merkezi'nin pamuk ipliğine bağlı götürdüğü anlaşılan "normalleşme ambalajlı" politik tutumunun deşifresi dün akşam Ömer Çelik'ten geldi...
Ancak, kendi anlatımımla devam edeyim... CHP kurmayları öylesine kurnaz iletişim stratejisi deniyorlar ki...
Örneğin, dar ve sabit gelirlilerin satın alma gücünü ilgilendiren bazı öneriler sunuyorlar. Ama hesap-kitabına dair tek söz söylemiyorlar.
Ardından...
"Biz, hükümete taleplerimizi ilettik fakat adım atılacağı izlenimi edinmedik" açıklaması yapıyorlar.
Veya...
"CHP gündeme getirdi, hükümet bizim sayemizde adım attı" algısını köpürtüyorlar!
Oysa onlar da biliyorlar ki