Bugün, bırakın 24 yıl öncesi ile kıyaslamayı, düne göre dahi daha güçlü, daha özgüvenli, geleceğe daha umutla bakan bir Türkiye var. Eleştiriler, karamsarlık konuları, hatta yakınmalar hayatın akışı içinde her zaman olagelecektir. Esas olan istikametin doğruluğu, bölgesel ve küresel sorunlarla baş edebilme kapasitesinin yüksekliğidir. Anadolu irfanının yeniden keşfedilmesi, ecdadın hatırlanması, medeniyet birikiminin esas alınması ise küresel tek tipleştirme operasyonlarına karşı Türkiye'yi özgün konumda tutmaya devam edecektir.
Çeyrek asra damgasını vuran AK Parti'nin yeni yaşını kutlarken önemli bir hususa dikkati çekmeyi görev biliyorum. Dün, gençlere seslenirken Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın da işaret ettiği gibi bizden sonraki nesillere bırakılacak en büyük miras "Terörsüz Türkiye" olacaktır. Lâkin bu yolculuk zorlu ve keskin virajlıdır. Ülke içinde terör örgütü unsurlarının silahtan arındırılması ve toplumsal entegrasyonu için güçlü irade sergilenen ortamda, Irak'ın kuzeyinden Suriye'nin kuzeyine uzanan hattaki sorunlar ciddiyetini korumaktadır. Bu noktadaki risk analizini, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın yakın dönemdeki ziyaret trafiğinden ve uyarı içerikli mesajlarından okuyabiliyoruz. Fidan, terörle mücadelenin en sert anlarında gerek Irak gerekse Suriye sahasındaki stratejik hedef tayini ve direncin kırılmasında kritik roller oynamış bir isim. Eğer, ikaz öncelikli konuşmaya başlamışsa bunu, ayakları yere basan, kapsamlı değerlendirmelerin sonucu olarak ele almak lâzım. Bir bakıma, "Köprüden önceki son çıkışı" gösterdiğini de düşünmek mümkün. Nitekim, çarşamba günü öğle saatlerinde Suriye Dışişleri Bakanı Şeybani ile düzenlediği basın toplantısında hem YPG/SDG'ye hem de İsrail'e dönük nokta atış cümleleri kurdu. Ki bu vurguları titizlikle etüt etmek gerekiyor. Birkaç örnek vermek gerekirse...
YPG'nin bir türlü sisteme entegre olmak istememesinde bir meydan okuma var. Bizlere düşen, bu meydan okumayı iyi tanımlayıp ona göre önlem almak!
(SDG'ye hitaben) Sizin orada ortaya koyduğunuz küçük kurnazlıkları görmüyor değiliz. Buradan tekrar uyarıyorum! Hali hazırda durduğunuz yeri değiştirmeye davet ediyorum.
Suriye'de karışıklığın çıkması ve kaotik bir ortam olması İsrail'in ulusal güvenlik parametreleri için öncelik haline gelmiş gibi gözüküyor.
YPG/SDG tarafından çok fazla açıklama yapıldığını görüyoruz. Ortaya, "10 Mart mutabakatını bu şekilde anlamıyoruz. Türkiye'de yürüyen süreç de bizi hiç ilgilendirmiyor" şeklinde