Bir kongre... Bir makale... Birden çok kandırmaca...

Sanki silahların gömüleceği ve siyaset yolunun tercih edileceği sözü hiç verilmemiş gibi... Sanki Rojova dedikleri Suriye'nin kuzeyinde kurulacağını hayal ettikleri kantonal yapıya bel bağlamamışlar gibi. Sanki emperyalist güçlerin hamiliğinde Akdeniz'e açılan -sözde- Kürt devleti peşinden koşmamışlar gibi. Sanki alan hâkimiyeti iddiası ile ülkenin bir bölümünde özerklik(!) ilan etmeyi denememişler gibi. Sanki çukur-hendek olayları hiç yaşanmamış, askerimiz, polisimiz Türkiye-Irak-Suriye üçgenindeki kirli tezgâhı bozmak için canlarını feda etmemiş gibi. Sanki Kobani olayları bahanesi ile Kandil'in talimatına direnemeyen Selahattin Demirtaş, bölgesel kanlı etnik kalkışmanın fitilini ateşlememiş gibi. Sanki Diyarbakır annelerinin dağa kaçırılan evlatları için verdiği onurlu mücadelenin, acılı bekleyişinin bir değeri yokmuş gibi. Sanki derin ABD, DEAŞı bitirme senaryosu altında terör örgütü PKK'nın 2,0 versiyonu olan YPG PYD üzerinden yeni oyunlar kurgulamıyor gibi. Sanki HDP hakkında kapatma davası açılmasına kadar varan süreçler hiç yaşanmamış gibi. Sanki 6'lı masa, 'Kürt kökenli seçmenin oyunu alacağım' diye HDP'ye siyasi kuma muamelesi yapmıyormuş gibi. Sanki 2023'teki seçimde Kandil patentli politik görünümlü aktörler, 6'lı Masa'yı kullanarak, kurulmasını umdukları (!) karma hükümette yer alma pazarlığına girmemişler gibi... Listeyi uzatmak mümkün... Lakin... Demokrasi, barış, özgürlük söylemi ağızlarına da davranışlarına da zerrece yakışmayan isimlere, mektuplarına, makalelerine inanmamızı, onlar adına güzelleme yapanlara ikna olmamızı kimse