İslam düşmanları ve Ramazan

Yurtdışında öğrenciyken her dinden, kültürden tanıdıklarımın dini bayramlarını, sembolik günlerini bir şekilde tebrik eder, mümkün olduğunca kutlamalarına iştirak eder ve hatta hediyeler alırdım. Bunu asgari bir medeniyet seviyesinin ve birlikte yaşama hukukunun gereği olduğu için yapardım.

Ramazan ayı geldiğinde de onlar beni tebrik eder, oruç tutarken de niyetli olduğumu bilenler hiç rahatsız olmamama, hiç öyle bir talebim olmamasına rağmen yanımda yiyip içmezlerdi.

Dahası İngiltere'deki üniversitemin yönetimi de sınav saatlerini iftar saatlerine göre ayarlıyor, günde 1 sınavdan fazla olmaması için özellikle talimatlar yayımlanıyordu. Müslümanlar küçük bir azınlıktı ama ona rağmen bu kadar özen gösteriliyordu. Laiklik de elden gitmiyordu!

Şimdi kendi ülkemdeki bazı medeniyet yoksunları ise analarının ve babalarının dininin gereğini yerine getiren kendi milletinin insanlarını ya kasten rahatsız etmek istiyor ya da dinlerinden nefret ettiklerini bilerek Müslümanların gözüne sokuyor. Artık mesele 'ortalıkta yiyip içme' meselesini de aşmış durumda. Karnı acıkan ve çeşitli sebeplerden oruç tutmayan insanların karnını aleni doyurmasından da çok daha önemli bir mevzudan bahsediyorum. Müslümanlara sembolik bir nefret ilanından...

Kimse kimsenin oruç tutup tutmayacağına karışamayacağı gibi nerede nasıl yiyeceğine de karışamaz, elbette. Öte yandan Ramazanlarda kasten nefret duygusuyla yediğini içtiğini milletin gözüne sokanların zihniyetini analiz etmek durumundayız.

Mesela Ramazan'ın başladığı anda rakı şişesini paylaşan ünlü kişinin derdi içtiği şeyi göstermek değil, sembolik olarak nefret kusmaktır.

Tıpkı her Kurban Bayramı'nda "kan, vahşet" temalı paylaşım yapıp Avrupa'da gördüğü her kilisede kanlar içinde çarmıha gerilmiş İsa tasvirlerinin önünde poz verenlerin derdinin şiddet karşıtlığı falan olmaması gibi.

Ya da yüzlerce yıllık geleneğimiz olan Ramazan davulcularına saldıranların, hakaret edenlerin "ya telefon alarmı var, gecenin ortasında davul mu çalınır" diyerek müthiş zekalarını göstermesi gibi.

İşte sembolik düzeyde Müslümanlara hem de Müslümanların ülkesinde böyle her Ramazan nefret kusup sonra da "bizden saygı beklemeyin, bizim için mi oruç tutuyorsunuz" diyenler ve bunu söyleyince de çok zekice bir şey söylemiş zannedenler var ya...

Açıkça söyleyelim: Kimse böyle bir "saygı" talep etmiyor, kimsenin oruçluyken başkalarının yediklerinden dolayı canı bir şey de çekmiyor.

İnsanlar sadece herkesten aynı millete mensup olmaktan dolayı millet olma hukukuna, birlikte yaşama kültürüne ve asgari medeniyet seviyesine sahip olmalarını bekliyor. Neticede aynı milletin mensupları, aynı ülkenin çocuklarıyız. Yaptığınız bu ülkeye veya Türk milletine yakışmıyor. Kimsenin nefretiyle bu topraklardaki 1000 yıllık hikayemizi kirletme hakkı da bulunmuyor.