Doğu Türkistan'da sahur vakti

Biz gizlice oruç tutuyorduk. Sahura kalktığımız anlaşılmasın diye ışıkları yakamazdık. Eskiden perdeleri sıkı sıkıya kapatıp mum ışığında sahur yapabiliyorduk. Artık perdeleri kapatmamız bile dikkat çektiğinden mum ışığında değil ay ışığında sahur yapmamız gerekiyordu." Bu sözler Türkiye'ye kaçmak zorunda kalmış Doğu Türkistanlı Uygur Türkü bir kardeşimize ait. Çin Komünist Partisi elindeki Tek Parti Rejimi tarafından Doğu Türkistan'da uygulanan baskılar artık bir süredir tüm dünyanın gündeminde yer almaya başladı. Bu baskıların şiddetinin en çok arttığı dönemlerse Ramazan ayları. Bizler huzur içerisinde, güvenle Ramazan'ımızı geçirirken ve hatta biraz da bunların kıymetinin farkında olmazken Doğu Türkistan'daki soyu bir, dini bir, dili bir, tarihi bir kardeşlerimiz Ramazan'larını korku içinde geçirdiler: "Devlet memurları kasten önümüze içecek koyuyorlardı; içmeyenleri cezalandırıyorlardı. Biz de mecbur içiyorduk. Allah olanları görüyordu; bizi affetmesi için dua ediyorduk..." Böyle diyor Türkiye'ye kaçmış bir başka kardeşimiz. Oruç tutmayı başarabilenler iftar saati akşam yemeği saatine denk geldiği için çok sorun yaşamıyordu. Ama sahur vaktinde korkudan titredikleri o anlar hala anlatırken gözlerinin önünde... Kaşgarlı bir başka kardeşimiz de Türk medeniyetinin tarihî merkezlerinden, Türk kültürünün mimarlarından Kaşgarlı Mahmud'un memleketi, kadim Kaşgar şehrinde Çin'in yüzlerce yıllık Türk eserlerini ve özellikle de camileri nasıl yıktığından bahsediyor. Bunları dinlerken bir an Türkiye'deki İslam karşıtları aklıma geliyor. Son yıllarda güçleri kırıldığı için ancak sesleri sahurdaki Ramazan davulcularına hakaret ederken duyulabiliyor. Türkiye'deki İslam ve Türk düşmanlarının tekrar güçlenip güçlenemeyeceği de yine önümüzdeki süreçte Müslüman Türk milletinin ferasetine, dirayetine ve şahsiyetine bağlı olacak. Biz son yıllarda Amerikan emperyalizmi ve onun FETÖ ile PKK gibi taşeronlarıyla sonuna kadar mücadele edip, taşeron terör örgütlerini ezerken; Suriye, Libya ve Karabağ'da Rusya ile yine adı konulmamış bir mücadeleye girip pek çok bakımdan Rusya'yı geriye iterken uzaktaki kardeşlerimizin Çin baskısı altında yaşadıkları bazen gündemde geri sıralara düşebiliyor. Bunları gündemde tutmak, bu zulme engel olamıyorsak bile onu herkese duyurmak bizim görevimiz. Çin büyüdükçe ve dünyaya açıldıkça uzun vadede kendi "komünist" rejimi için de daha sürdürülemez bir ortam oluşacaktır.