Yabancıdan medet ummak, yabancıya şikayet etmek
2015 yılı... Türkiye'de neredeyse her gün bombaların patladığı, bir gün PKK bir gün DEAŞ üzerinden Türkiye'yi İstikrarsızlaştıracak terör saldırılarının yaptırıldığı yıllar. Üstelik de sadece Güneydoğu vilayetlerini değil; Ankara, İstanbul, İzmir, Kayseri gibi şehirlerin hedef alındığı zamanlar... Sonradan anlaşılacağı üzere darbe mekaniğinin çalıştırıldığı, FETÖ'ye 15 Temmuz'da yaptırılacak darbe girişimi için şartların olgunlaştırıldığı zamanlar...
İşte bu yıllarda terör örgütlerinin, bilhassa da PKK'nın yaptığı her terör saldırısında kendisine "muhalif" diyen bir güruh bu patlamalardan devleti sorumlu tutmaya başlamıştı. "Sorumlu tutmaya başlamıştı" derken yanlış anlaşılmasın; açıkça "o bombaları devlet patlatıyor, nereden gelirse gelsin saldırıyı kınıyoruz.." gibi laflarla terör örgütlerini aklamaya çalışıp devleti suçluyorlar, "katil devlet" temalı bildiriler imzalıyorlardı.
O sırada doktora yaptığım İngiltere'deki üniversitemde karşılaştığım bir İtalyan akademisyen bana "sizin ülkede devlet halkı bombalıyormuş; bu doğru mu" diye sormuştu. Ben "bu saçma soruyu neden sorduğunu" sorunca, o akademisyen de "buradaki Türk doktora öğrencileri öyle söylüyor" dedi. Bahsettiği kişiler Türk devletinin burslarıyla orada bulunan kişilerdi...
O yıllarda yine Türkiye'yi yabancılara kötüleyenlerle, şikayet edenlerle maalesef fazlasıyla karşı karşıya gelmiştim. Sonraki yıllarda da Türkiye'yi İngilizce tweetlerle yabancılara şikayet edip aslında bir nevi yabancıları Türkiye'ye müdahale etmeye çağıranları gördük. Orman yangınlarını fırsat bilip Türkiye'yi aciz gösteren İngilizce bildiriler paylaşıp 'çağrı yapan' gafilleri de gördük.
Nitekim en son yolsuzluk soruşturması sonrası BBC'ye çıkıp" İngiliz hükümeti bizi terk etti" diyen CHP Genel Başkanını görmüştük. Batı'dan, İngiliz'den medet uman, onlara müdahale çağrısı yapan Türkiye'nin ana muhalefet partisi ise kendisini Kuva-yi Milliye ile Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ile meşrulaştıran bir parti. Yani Sivas Kongresi'nde manda ve himayeyi kaldıran Mustafa Kemal Paşa ile meşrulaştıran bir parti.
Dahası Türk siyasetindeki en sert iktidar- muhalefet tartışmalarının olduğu 1950'lerin sonunda da Menderes Kıbrıs meselesini görüşmek üzere Londra'ya gittiğinde "Menderes yurtdışındayken onun aleyhine konuşmam" diyerek nutuklarına ara veren İsmet Paşa ile de kendisini meşrulaştıran bir parti.