Türkiye'nin nüfusu ve millî güvenlik
Bundan tam 100 yıl öncesi... Yıllar boyu süren savaşlar, kaybedilen vatan toprakları, maruz kalınan katliamlar ve sürgünler... Asırlar boyu kıtaları yöneten Türk milleti sıkışa sıkışa bir Anadolu toprağına sıkışmış. Üstelik o toprağı bile zor kurtarmış...
Savaşlarda yüz binlerce şehit verilmiş, asırlarca kapı komşuluğu yaptığımız Yunanlar, Bulgarlar ve Ermeniler evlerimizi yakıp yıkıp kundaktaki bebeklerimize bile kıymış...
Balkanlar'dan ve Kafkaslar'dan katledilmemek için kaçıp gelen Türkler de son sığınak olan Anadolu'ya sığınmış. Tüm bunlara eklenen büyük bir ekonomik geri kalmışlık, yoksulluk ve en temel ihtiyaçlardan yoksun bir halk...
Asırlarca tebaamız olarak hükmettiğimiz Yunanların bile Ankara'ya kadar getirdiği işgal ordusuna karşı biz de ancak çıkara çıkara ancak o büyüklükte bir ordu çıkarmışız. Çünkü nüfusumuz erimiş... O kadar ki eski vilayetimiz Yunanistan'ın nüfusu Türkiye ile neredeyse denk hale gelmiş...
İşte bu durum bundan bir asır önce Türkiye'yi ve Mustafa Kemal Paşa'yı önlemler almaya, Türkiye'nin nüfusunu artırmaya dönük politikalara sevk etti. Zira nüfus en önemli siyasi ve askerî güç unsurlarından biriydi. Nüfusu Anadolu'yu tutmaya yetmeyecek Türk milleti düşmanlar tarafından Anadolu'dan da sökülüp atılabilirdi.
Huntington'ın "Medeniyetler Çatışması" kitabında anlattığı gibi genç nüfus en önemli jeopolitik güç unsurlarının başında geliyordu.
Bu şuurla Mustafa Kemal Paşa'nın emriyle önce 1926'da Merkezi İstatistik Dairesi (bugünkü TÜİK) kuruldu. 1 sene sonra da ilk nüfus sayımı gerçekleştirildi.
1926 yılında kürtaj yasağı katılaştırıldı ve ağır ceza kapsamına alındı. 1929 yılından itibaren 5 ve daha fazla çocuğu olan vatandaşlardan bazı vergiler hiç alınmamaya başlandı. 1930 yılından itibaren 6 ve daha fazla çocuğu olan ailelere madalya verilmeye başlandı. Hatta 1938 yılında medeni kanuna eklenen bir maddeyle evlilik yaşı erkeklerde 17'ye, kadınlarda 15'e düşürüldü.
Sadece Atatürk döneminde değil, İnönü döneminde de 1944'te çocuğu olanların maaşlarına önemli zamlar yapıldı ve bir maaş kadar doğum yardımı verilmeye başlandı. Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu'nda da çocuğu olanlara teşvikler verildi.
Neticede de bu politikaların da etkisiyle nüfus artış hızının 21'e kadar yükseldiği dönemler oldu.