Aradan uzun yıllar geçti, nesiller değişti. Ama Avrupa'da yaşayan Türk diasporasının Türkiye'ye dair duygusal bağlılığı, Türk ile Müslüman kimliğini sahiplenmeleri büyük oranda değişmedi. Bu durum Avrupa devletlerini elbette rahatsız edecekti ve etti. O kadar ki Türk diasporasına dönük bir baskı mekanizması çalışmaya, asimilasyon politikaları devreye sokulmaya başlandı. Batılı devletler Avrupa Türklerine karşı pek çok aleyhte politika uyguladı ama asimilasyonu başaramadı.
Öte yandan son günlerde Türkiye'nin sosyal medyasında, yazın gurbet hasreti sebebiyle Türkiye'ye tatillerini geçirmek üzere gelen Avrupa Türklerine dönük örgütlü bir karanlık harekete geçmiş gibi görünüyor.
Peki, ya Türkiye'deki bu karanlık sosyal medya unsurlarının bir süredir Avrupa Türklerine yönelik örgütlü karalama kampanyasını, haber sayfası gibi görünen operasyonel hesapların sosyal medyada "gurbetçiler"i hedef göstermesini nasıl açıklamak gerekiyor
Açıklanması gereken birinci boyutu kültürel ve psikolojik nefret teşkil ediyor. Bu durumu öncelikle Türk ve Müslüman kimliğinin içine doğmaktan dolayı ızdırap çeken, Türkiye'de doğmuş olmayı lanetli bir durummuş gibi anlayan Batıcı öz-nefretle açıklamak gerekiyor. Türkiye'deki Batıcılar Türk - Müslüman kimliklerinden nefret ederken, Batı'da doğup büyüyüp hala Türkiye ve Türklükle bu kadar sıkı bağları olan Avrupa Türklerini gördüklerinde kendilerine ayna tutulmuş oluyor. Güneş görmüş vampir gibi içleri kavruluyor.
İkincisi siyasal nefret boyutu. Avrupa Türkleri Batı'da yaşadıkları, Batılıların Türklere ve Müslümanlara dönük bakış açılarını ve Türkiye'nin dünyada artan gücünü daha iyi fark edebildikleri için milliyet-muhafazakar reflekslerle Cumhur İttifakı'na ve Erdoğan'a daha fazla oy veriyorlar. Bu da Batıcılarda ve Erdoğan karşıtlığını sosyal medyada örgütlemeye çalışan bazı odaklarda büyük bir öfke yaratıyor.
Üçüncüsü istihbarat operasyonları boyutu. Avrupalı Türkleri o kadar yıl geçmesine, o kadar nesil değişmesine rağmen asimile edemeyen Batılı istihbarat örgütleri Türkiye'nin doğal uzantısı olarak gördükleri Avrupa Türkleri'ne dönük pek çok sindirme operasyonu yaptılar. Önce istihbarat destekli neonazi çetelerini Türklerin üzerine salıp Türkleri öldürerek Avrupa'dan kaçırmak istediler. Sonra Türkleri kendi içinde mezhepsel ve etnik temelde bölmeye çalıştılar, daha sonra da PKK'yı Avrupa'da örgütleyip Türklerin üzerine saldırttılar. Yetmedi, ödül - ceza mekanizması kurup bununla mesela sözde Ermeni Soykırımı'nı kabul edip, Türkiye aleyhtarı olmaları karşılığında içlerinden bazılarını devşirip Türkleri dönüştürmek istediler. Buna direnenlere de ayrımcılık yapıp kamusal alandan tecrit etmeye çalıştılar.