Trablusgarp cephesi ve Türkiye'nin tarih-politiği

İmparatorluğun çöküş yıllarında Afrika'da kalan son vilayetimiz Trablusgarp'tı. Yani bugünkü adıyla Libya. Türkiye'ye son ana kadar sadık kalmış, sonraki yıllarda da İtalyan sömürgecilere karşı istiklal mücadelesi vermiş onurlu insanların memleketi...

İmparatorluğumuzun çöküş yılları zamanında, devlet, toprakların dört bir yanındaki meselelerle, işgallerle, isyanlarla uğraşırken İtalyanlar, İngilizler ve Fransızlarla anlaşarak gözünü Libya'ya dikmişti. Gizlice Balkanlardaki isyanları kışkırtan İtalya, Türkiye'nin orada meşgul olmasını sağlayarak Libya'ya asker çıkarmış ve işgallere başlamıştı.

Türk Devleti'nin Trablusgarp'ta çok az askeri bulunuyordu; çünkü Balkanlar, Girit ve Yemen'de de büyük sorunlar vardı. Bunun üzerine İstanbul'dan bazı subaylar yerel direnişi örgütlemek üzere gizlice Libya'ya gönderildiler. Enver Paşa, Binbaşı Mustafa Kemal, Nuri (Conker) ve Fethi (Okyar) Beyler... Mustafa Kemal 'Gazeteci Şerif Bey' kimliğiyle gelmişti. İtalyanların "nasıl olsa karşımızda ordu yok" rahatlığıyla girdiği Libya'da yerel halkı örgütleyen Türk subayları İtalyanlara Libya'yı dar etmeye başlamıştı. Mesela Tobruk'ta Binbaşı Mustafa Kemal İtalyan ordusunu mağlup etmişti. Çetin geçen savaş sırasında Mustafa Kemal gözünden yaralanmıştı.

O dönem tüm imparatorluğun efsanesi olan Enver Paşa Trablusgarp Cephesi'ni şöyle tarif ediyordu:

"Buraya geldiğimde 900 çöl savaşçısı bulmuştum. Şimdi ise elimin altında 16 bin talimli asker var"

Sonrasında bu sayı 25 bine kadar çıkacaktı. Ama karşıdaki İtalyan ordusunun mevcudu 100 bini buluyordu. Neticede kahraman, vatansever Libya halkının (bilhassa Senusi Tarikatı tarih yazmıştır) desteği, Türk subaylarının müthiş kumandanlığıyla İtalya durdurulmuştu. Tüm Batı bunun karşısında şok oluyordu.. Bu direniş üzerine Balkan Devletleri bir araya getirilip Türkiye'ye saldırtıldı ve maalesef Türkiye Libya'dan çekilmek zorunda bırakıldı..

Sonrasında Teşkilat-ı Mahsusa'nın ektiği tohumlar ve Libyalıların vatanseverliği ile Libya'da istiklal mücadelesi devam etti...

Türkiye'nin 1912 yılında terk etmek zorunda kaldığı Trablusgarp, üzerinden bir asırdan fazla bir süre geçtikten sonra 2020 yılında Türkiye'nin yeniden sahneye dönmesine tanıklık etti. Libya'da Kaddafi sonrası dönemde yaşanan istikrarsızlık, İkinci Libya İç Savaşı ile zirveye ulaşmış; başkent Trablus merkezli ve uluslararası toplumca meşru hükûmet olarak kabul edilen Ulusal Mutabakat Hükûmeti (UMH), darbeci lider Halife Hafter'in güçleri tarafından kuşatma altına alınmıştı. Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de Yunanistan'a karşı UMH ile imzaladığı Deniz Yetki Alanları Mutabakatı tarihi önemdeydi. Söz konusu mutabakat, Hafter'in arkasındaki destekçileri harekete geçirmiş ve onları, Hafter'in Trablus hükûmetine karşı daha saldırgan tutum sergilemesine teşvik ederek Trablus'a yönelik saldırı ve kuşatmaların başlamasına neden olmuştu.