İmparatorluğumuzun Afrika'daki son vilayetiydi Trablusgarp... Bugünkü adıyla Libya. Turgut Reis ve leventlerinin fethettiği Trablusgarp asırlarca imparatorluğumuzun bir parçası olarak kalmıştı. 20. yüzyıla gelindiğinde Afrika'daki koca vilayetlerimiz elimizden çıkmış; dünya sisteminden kaynaklanan değişimler sebebiyle imparatorluk toprakları Batılı sömürgecilerin eline geçmeye başlamıştı.
Libya, Türkiye'ye son ana kadar sadık kalmış, onurlu insanların memleketiydi.
1911'e gelindiğinde sömürgecilik yarışında geri kaldığını düşünen İtalyanlar Trablusgarp'ı işgale girişmişti. Zamanlama olarak tam da Türkiye'nin Balkanlar'da, Girit'te ve Yemen'de büyük sorunlar yaşadığı bir anı belirlemişti. Zaten payitahtta da 1908 sonrası taşlar yerine oturmamıştı.
Bunun üzerine İstanbul'dan bazı subaylar yerel direnişi örgütlemek üzere gizlice Libya'ya gönderildi. Enver Paşa, Binbaşı Mustafa Kemal, Nuri (Conker) ve Fethi (Okyar) Beyler... Mustafa Kemal 'Gazeteci Şerif Bey' kimliğiyle gelmişti. İtalyanların "nasıl olsa karşımızda ordu yok" rahatlığıyla girdiği Libya'da yerel halkı örgütleyen Türk subayları İtalyanlara birçok cephede Libya'yı dar etmeye başlamıştı. Mesela Tobruk'ta Binbaşı Mustafa Kemal İtalyan ordusunu mağlup etmişti. Çetin geçen savaş sırasında Mustafa Kemal gözünden yaralanmıştı.
O dönem tüm imparatorluğun efsanesi olan Enver Paşa Trablusgarp Cephesi'ni şöyle tarif ediyordu:
"Buraya geldiğimde 900 çöl savaşçısı bulmuştum. Şimdi ise elimin altında 16 bin talimli asker var."
Sonrasında bu sayı 25 bine kadar çıkacaktı. Ama karşıdaki İtalyan ordusunun mevcudu 100 bini buluyordu. Neticede kahraman, vatansever Libya halkının (bilhassa Senusi Tarikatı) desteği, Türk subaylarının müthiş kumandanlığıyla İtalya durdurulmuştu. Tüm Batı bunun karşısında şoke oluyordu. Bu direniş üzerine Balkan devletleri bir araya getirilip Türkiye'ye saldırtıldı ve maalesef Türkiye Libya'dan çekilmek zorunda bırakıldı.
Sonrasında Teşkilat-ı Mahsusa'nın ektiği tohumlar ve Libyalıların vatanseverliği ile Libya'da istiklal mücadelesi devam etti... Libya yıllar sonra bağımsızlığını kazandığında Senusilerden İdris kral olmuş ve Türkiye'den Libya'yı yönetmesi için birisinin gönderilmesini istemişti. Türkiye'ye sadakat böylesine kuvvetliydi. Sadullah Koloğlu Libya'nın Başbakanı olmuştu.
Aradan çok zaman geçti... Türkiye, 1912 yılında terk etmek zorunda kaldığı Trablusgarp'a, üzerinden bir asırdan fazla bir süre geçtikten sonra 2020 yılında döndü... Libya'da Kaddafi sonrası yaşanan istikrarsızlık, İkinci Libya İç Savaşı ile zirveye ulaşmış; başkent Trablus merkezli ve Ulusal Mutabakat Hükûmeti (UMH), darbeci Halife Hafter'in güçleri tarafından kuşatma altına alınmıştı. Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de Yunanistan'a karşı UMH ile imzaladığı Deniz Yetki Alanları Mutabakatı tarihi önemdeydi.

4