NOBEL ve KÜLTÜREL HEGEMONYA

Nobel, Batı burjuva değerlerini evrenselmiş gibi sunan bir ideolojik araçtır... Benim mücadelem Nobel'in temsil ettiği dünyanın dışında kalmak içindir."

1964 yılında Sartre, Nobel ödülünü reddederken böyle söylüyordu...

Her yıl verilen Nobel ödülleri yine bu yıl da büyük tartışma yarattı. Bilim, edebiyat veya barış alanında verilen Nobel ödüllerinin hegemonya ilişkilerinden, güç ilişkilerinden bağımsız bir ödül olduğunu düşünmek mümkün değil. Peki, Nobel kimlere verilir, kimlere verilmez

Öncelikle Nobel'in Batı hegemonyasının dünya üzerindeki meşruiyetini sağlamak üzere kullanılan, bu hegemonyaya rıza üretmek için bir yumuşak güç aracı olduğunu söylemek gerekiyor. Bilim, özgürlük, hümanizm, demokrasi gibi Batı hegemonyasının araçsallaştırdığı Batılı norm ve değerler üzerinden Batı hegemonyasını evrenselleştirerek ürettiği bu rıza ilişkisi üzerinden Batı-dışı toplumların rızası alınır ve Batı hegemonyası tüm dünyada egemen hale gelir.

Batı'nın epistemik, söylemsel, ahlaki, kültürel ve ideolojik üstünlüğünün tüm dünyaya kabul ettirildiği bir hegemonya tahkim sürecinde Nobel'in büyük bir rolü bulunur. Ödülün kimlere verildiği konusunda da ödüllerin büyük oranda Batı hegemonyasını yeniden üretenlere verildiği söylenebilir. Yani Nobel çoğunlukla Batı hegemonyası için kullanışlı olan isimlere verilir. Zaten ödül alanların yaklaşık yüzde 90'ı Avrupalı veya Kuzey Amerikalılardan oluşurken, geri kalanın da Batı - dışı toplumlarda bile Batı hegemonyasını üreten "yerli" unsurlardan oluştuğunu görüyoruz. Bu, Batı'nın tanımlama üstünlüğünü sürekli inşa ederken, Batı hegemonyasına karşı çıkan veya onun çıkarıyla çelişen unsurların, fikirlerin ve değerlerin de marjinalize edildiği bir durum ortaya çıkarır.

Batı'nın bilgisinin, normunun, değerlerinin ve üstünlüğünün evrenselleştirildiği bir süreçte Nobel'in önemli bir rolü bulunur. Kimin ödüllendirilip Nobel ödülü üzerinden onay alacağı, tanınacağı ve kimin görmezden gelineceği bir ödül-ceza ve denetim mekanizması olarak bu kültürel hegemonyanın önemli bir parçasını teşkil eder.

Bu nedenle Batı'nın hedefinde yer alan, anti-emperyalist Maduro'nun ülkesi olan Venezuela'da kendi ülkesinin ABD ve İsrail tarafından işgal edilmesini savunan sözde muhalif bir siyasetçiye, bir işbirlikçiye Nobel Barış Ödülü verilebilmektedir.