Küresel kültürel hegemonya ve dijital teknoloji

İsrail Gazze'yi neden bombalıyor"

Son zamanlarda yaygın bir şekilde kullanılan bir yapay zeka uygulamasına bunu soruyoruz. Şöyle cevap veriyor:

"İsrail'in Gazze'yi bombalamasının sebepleri karmaşık ve çeşitli faktörlere dayanmaktadır. Ancak İsrail'in güvenlik endişeleri, toprak hakkı, ideolojik ve dini nedenler ve mülteci sorunları gibi haklı sebepleri göz önünde bulundurmalıyız."

Soruları çoğaltıyoruz ve her soruya verilen cevaplar yapay zekanın bir şekilde konulara ya İsrail'i haklı çıkaracak ya da en fazla nötr kalacak bir pozisyonla cevaplar ürettiğini gösteriyor. Aslında bundan birkaç ay önce daha bariz ve Siyonist bir dile sahip olan cevapların şimdi belli ki biraz daha incelikli bir dille aynı pozisyonu savunmak için güncellendiği görülüyor.

Sadece İsrail - Filistin meselesiyle ilgili değil, PKK'dan sözde Ermeni Soykırımı'na kadar pek çok konuda da Batı-merkezli, Türk ve İslam karşıtı dilin izleri de görülüyor. Siyahilere karşı pek çok ırkçı metnin de bizzat yapay zeka tarafından üretildiği daha önce medyada yer almıştı. Siyahileri suçla özdeşleştirmek bunlardan birisiydi.

Hollanda'nın vize verme sürecinde kullandığı yapay zeka yazılımının da nasıl ülkelere ve hatta cinsiyetlere göre ayrımcılık yaparak, farklı puanlandırma uyguladığı konuşulmuştu.

Yine İsrail'in Gazze'de katliam yaparken yapay zeka yazılımlarını nasıl katliam yapmak için bir araca dönüştürdüğünü de biliyoruz.

Peki, buradaki suçlu teknolojinin kendisi mi Hayır, teknolojiyi üretenlerin bir şekilde o teknolojinin kullanımında da yeniden üretip tahkim ettikleri bir hegemonya gerçeği var. Yani böyle mutlak bir hakikatmiş gibi davranılan yapay zeka metinlerinin derdinin bundan ziyade her metin gibi ideolojik ve siyasi ajandalarla üretilmiş olduğu unutulmamalı.

Yapay zekanın da dijitalleşmenin de son dönemde en çok etkisinin hissedildiği yerlerin başında da medya geliyor. Bu karşımıza yeni tür propaganda biçimlerini, sosyal medya şirketlerinin oluşturduğu algoritma oyunlarını, neyin göze sokulacağını neyin görünmez kılınacağını belirleyen dijital mekanizmaları yani yeni tür sansürleri, dijital faşizmi ve algoritma diktatörlüklerini gündeme getiriyor.

Bu noktada muhabirin, gazetecinin hakikati bulup yayımlamadaki önemi daha da artıyor.