Halep ve Türklük

1070 yılının son günleri... Kafkasya'da büyük fetihler yapmış, Gürcistan'ı kendine bağlamış Sultan Alparslan İslam Dünyasındaki mezhepçi fitnenin başı olan Şii Fatimîlerin halka yaptığı zulümden dolayı kendisine yapılan yardım çağrılarına uyarak Azerbaycan'daki karargahından hızla Suriye'ye doğru harekete geçer. Yolun üzerindeki pek çok yeri (Erciş, Diyarbakır, Urfa) fethettikten sonra Halep önlerine gelir. Şehrin emiri önce kaleyi teslim etmek istemez ama Sultan Alparslan'ın karşısında tutunamayacağını görerek Oğuz Türkü bir kıyafet bulup giyer ve Sultan Alparslan'dan af diler. Sonrasında Türkistan'dan Halep ve çevresine Türkmen göçleri başlar. Türkler Anadolu'dan önce Halep'i yurt tutmaya başlarlar. Nitekim Kayı Boyu'nun da Söğüt'e yerleşmeden önce Halep'te yurt tuttuğu bilinir. Sonrasında Halep yaklaşık 9 asır boyunca neredeyse kesintisiz olarak Türk toprağı olarak kalmıştır. Nüfus olarak da Türkler hep çoğunlukta olmuştur. Halep şundan daha bir asır önceki Halep Vilayetimizin merkezidir. Antep, Maraş, Urfa Halep vilayetine bağlıdır.

1.Dünya Savaşı'nda 1918'de Filistin cephesi çöküp bir direniş hattı kalmadığında Mustafa Kemal Paşa direniş hattının başka bir yerde değil, Türk nüfusun bulunduğu Halep'te kurulmasını planlamıştır. Fransız Mandası döneminde de başta Halep olmak üzere Suriye Türkmenleri direniş kuvvetleri kurmuşlar ama maalesef sınırın ötesinde kalmışlardır.

Baas Rejimi idaresinde Suriye Türkmenlerine büyük bir baskı ve asimilasyon politikası uygulanır.. Halep Türkmenleri ve Bayır-Bucak haricinde kalan Türkmen nüfusun dilleri unutturulmaya çalışılır. Baas Rejimi'nin asimilasyon ve katliam politikalarına rağmen de iç savaş öncesine dek Türk kimliği hep canlı olmuştur. Esad'ın Halep'e dönük düşmanlığı ve Halep'teki büyük katliamları da hem Halep'in Sünni kimliğine ve hem de tarihsel olarak Türk şehri olmasına dönük bir düşmanlıkla alakalıdır.

Esad iç savaşta çok fazla Türkmeni katletmiş bu süreçte de PKK ile koordinasyon halinde hareket etmiştir. Yüzbinlerce Türkmen'i de mülteci konumuna düşürmüş onlar da anavatan Türkiye'ye sığınmışlardır. Çok bilinmez ama Türkiye'deki Suriyeli sığınmacıların önemli bir kısmı Türkmenlerden oluşur.

Halep'teki son hadiseler hakkında konuşanların birçoğu sanki bize çok uzak ve yabancı bir yer hakkında konuşuyor gibiler. Dahası Suriye Türkmenlerinin adını bile geçirmezler. Halbuki Halep tarihsel ve kültürel olarak bir Türk şehridir.

Esad'ın Rusya ve İran desteğiyle Halep'i 2016'da katliamlarla ele geçirmesi süreci sonrasında farklı gruplardan oluşan muhalif yapıların Halep'i geri alması ve sonrasındaki süreci dikkatle takip etmek sürecin nereye evrileceğini görmek gerekiyor.