Doğu Türkistan'da sahur vakti
22 Mayıs 2016
Manchester sokaklarında o her zamanki kasvetli, insanın içini sıkan Manchester havası yok... Güneş gökyüzünde parlıyor, Sokaklar cıvıl cıvıl...
Aylardır beklediğimiz büyük gün geldi çattı. Tarih boyu gol bile atamadığımız İngiltere'yle maç yapmak üzere Türk Millî Takımı Manchester'a geliyor...
Biz de Manchester'a maç için erkenden trenle gelmişiz... Yıllardır milli takımın maç için İngiltere'ye gelmesini beklediğimizden yerimizde duramıyoruz... Biz, birkaç Türk öğrenci, heyecanla stadyuma doğru giderken en önde de o var... O Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı değil ama neticede Türklük vatandaşlık bağıyla da sınırlı bir his ve kimlik değil.
Yanında bir daha dönemediği memleketinden yıllar önce ayrılırken getirdiği bir bayrak... Doğu Türkistan'ın Gök Bayrağı!... Türk tribününün önüne birlikte asıyoruz. Onun o günkü heyecanını hiç unutmadım...
"Yıllar oldu memlekete gidemedim" dedi, ismini güvenlik sebebiyle yazamadığım arkadaşım. "Yıllardır annemin sesini telefonda bile duymadım..." Ne zaman konuşsak böyle dertlenir, ben de diyecek bir şey bulamam... Bu köşenin okuyucuları hatırlayacaktır. Ne zaman Ramazan gelse bu başlıkla bir yazı kaleme almayı vazife bilirim.
Ramazan'da ibadetlerini yapmalarına izin verilmeyen, zorla bir şeyler içirilen, sahurda mum ışığında sahur yapmaya çalışan, toplama kamplarına götürülen Uygur Türklerini gündeme getirmek, bir şey yapamıyorsak bile bu zulmü duyurmak gerekiyor.
Çin Komünist Partisi rejimi Uygur Türklerini tehdit olarak gördüğü, onların kimliğini yok edip asimile ederek Çinlileştirmeye çalıştığı için İslamiyet'i de bir tehdit olarak görüyor. Çin "İslamiyet'i bir ruh hastalığı" gibi tanımlıyor... İslam düşmanlıklarının esas sebebi millî kimliğin en önemli unsurlarının başında dinin gelmesi. Biliyorlar ki, Uygur Türklerini İslamiyet'ten koparabilirlerse Türk kimliklerini yok edip Çinlileştirmek de kolaylaşacak. Nitekim diğer etnik grupların çoğunu asimile edebildiler. Ama Uygurlar için Müslümanlık önlerinde bir engel teşkil ediyor. "Tek Çin" politikası için Türklerin Müslüman kimliğini "yok edilmesi gereken bir unsur" olarak algılıyorlar.
Bu nedenle "Çin İslam"ı adı altında "ehlileştirilmiş" bir Doğu Türkistanlı tipi ve inancı yaratmaya çalışıyor, dahası camileri yıkıyor, İslam medeniyet eserlerini yok ediyorlar. Kaşgar da Turfan da Türk - İslam medeniyetinin kadim merkezleri ve 21. Yüzyıl'da dünyanın gözleri önünde hem o medeniyet eserleri hem de o medeniyetin sahibi olan bir halk yok ediliyor!