Dağların Ardındaki Mazinin Mezar Taşları
Dar yollar, keskin virajlar.... Ormanlarla kaplı kara dağları bulutlar sarmış... Öyle bir sarmış ki yola karanlık çökmüş. Bu memlekete "Karadağ" denmesi sebepsiz değil...
Hiç bitmeyecekmiş gibi süren yol dağlardan aşağıya götürüyor beni. Yol zorlu ama bulutlar arasından karşımda duran manzarası da hayallerden kaçıp gelmiş gibi. Zaten gerçekle hayal arasındaki çizgi ne kadar belirgin ki
Denizde başlayıp dağları aşan yol şimdi bir gölün üzerindeki köprüyü geçiyor ve küçük bir kasabaya varıyor. Yol demeye bin şahit lazım bir yol...
Kasabanın içinden geçip kıvrılan yol sonunda bitiyor.
Hayır, Karadağ'ın plajlarıyla meşhur Budva'sında, Ortaçağ mimarisiyle popüler Kotor'unda veya Perast'ında değilim. Ne Türk turistlerinin tur rotalarında ne yerli gezi videolarında ne de influencar'ların paylaşımlarında adı geçen bir yer burası....
Bir mezarlık var karşımda... Ortasında bir cami... Hayır, yanlış söyledim. Mezarlık değil, mezarlıklar ölüler içindir. Bir de yaşarken mezara girenler var tabii... Kendilerini, ruhlarını, gönüllerini, değerlerini öldürenler... Tam tersine burada metfun olanlar yaşıyor, herkesten daha diriler!
15. Yüzyılda buraların fethinde şehit olan Fatih'in akıncıları buradakiler... Yanlarına sonradan Balkan Savaşları'nda şehit olan askerlerimiz de defnedilmiş. Eski Türk adetlerinde olduğu gibi mezar taşlarından rütbesini görebiliyorsunuz. Âdeta elden gitmiş vatan topraklarının nöbetini tutuyor gibiler... Asırlar geçse de bitmeyecek şanlı bir nöbet!
Arkalarındaki camii de Fetih sonrası yapılan Nizam Camii. Onun hikayesi de bir o kadar şanlı! Yapımından sonra asırlar geçiyor ve caminin durumu kötüleşiyor... 1911'de bölgede yaşayan Müslümanlar payitahta mektup yazıp caminin onarılmasını talep ediyor. Ama hemen sonrasında çıkan Balkan Savaşı ve bu toprakların elden çıkması sebebiyle bu talep karşılanamıyor. En son 1931'de bir Kadir Gecesi Teravih namazı kılınıyor ve sonra camii yıkılıyor...
İşte aradan neredeyse 100 yıl geçiyor ve o mektuba cevap bir asır sonra geliyor. Yüz akı kurumumuz TİKA 2010 yılında Nizam Camii'ni restore ederek ayağa kaldırıyor.
O sırada Tuzi Kasabası'ndaki şehitlikte Fatiha okurken bir Boşnak teyze yaklaşıyor ve çat pat Türkçesi'yle "Türkiye'mize selam söyleyin" diyor.
Balkanlar'a her gelişim "ah"larla, "keşke"lerle geçiyor... Karadağ'a gelişlerimde de bu his yoğunlaşıyor..
Biraz tarih biraz da millî şuuru olan herkes için elden gitmiş sevgili acısını veriyor bizim güzel Rumeli'miz... Ah...