Bizim hikayemizi kim anlatacak

Kendi hikayesini anlatamayanların hikayesini başkaları anlatıyor. Bizim tarihimizin hem akademyada hem de sinema ve dizilerde nasıl anlatıldığına baktığımızda Batı'nın küresel, Batıcıların da yerel kültürel hegemonyası ile karşı karşıya kalıyoruz. Başkaları anlattığında da hegemonyaları sayesinde söylemlerini hakim, manipülasyonlara dayalı anlatılarını da hakikatmiş gibi kabul ettirme ve tüm dünyada zihinlere öyle yerleştirme gücüne sahip olduklarını unutmamak gerekiyor.

Bu nedenle Türklerin kendi tarihlerini anlatmaya başlamaları sadece psikolojik ve kültürel bir yeniden üretimin ötesine geçmekte, Türk ve İslam karşıtı hakim söyleme, hegemonyaya karşı bir meydan okuma anlamını taşımakta. Yani sadece genel anlatıdaki bir boşluk doldurulmuyor hem Batı hem de Türkiye içindeki Batıcıların başta İmparatorluk dönemi olmak üzere Türk tarihi ile ilgili hegemonik kara propagandasına karşı bir mücadele de veriliyor.

Son yıllarda Batı'da Türk tarihi ile veya günümüz Türkiye'si ile ilgili manipülatif sinema filmlerinin ve dizilerin sayısının artması da aslında Türk karşıtlığının daha da sistematik hale geldiğini gösteriyor. Bunda kuşkusuz Türkiye'nin güçlenmesinin, Batı hegemonyası tarafından bu güçlenmenin daha fazla bir 'tehdit' olarak görülmesinin de payı var.

Geçtiğimiz günlerde bir Hollywood filminde Fatih Sultan Mehmed'in "binlerce insanı kazıklara oturtup öldüren bir katil sultan"mış gibi gösterildiğini görünce ara ara yaptığım bu tartışma tekrar gündemime geldi. Üstelik bırakın tarihte Fatih Sultan Mehmed'in böyle bir şey yapmasını, binlerce Türk sivili kazıklara oturtup katliam yapan Kazıklı Voyvoda Vlad Tepes ile olan mücadelesi de biliniyor. Gerçi sözde "Türk" görünümlü Batıcı yazarların, tarihçilerin, siyasetçilerin Fatih Sultan Mehmed'e ve diğer Türk hakanlarına nasıl iftiralar attıkları hatırlandığında düşmanlığı sadece dışarıdan beklememek gerektiğini de bilmek gerekiyor. Tam da bu konuları gündeme almayı düşünürken TRT'nin Fatih Sultan Mehmed'i anlattığı "Mehmed: Fetihler Sultanı" dizisinin gösterime girmesi bende büyük bir heyecan yarattı.

Millî kültür davamıza böylesine sahip çıkan, kendi hikayemizi hegemonlara bırakmadan bizim anlatmamız gerektiği inisiyatifiyle hareket eden TRT "Selahaddin" dizisinin ardından Fatih Sultan Mehmed dizisini de hayata geçirerek Türk tarihinin dev bir şahsiyetini daha hem milletimize hem de dünyaya anlatmaya başlıyor.

İlk bölümüyle hem tarihle dizi senaryosunu buluşturabilen başarılı bir senaryo ekibinin (Ozan Bodur Beyefendi'ye tebrikler) hem de yönetmenlikten oyunculuğa kadar baştan aşağı üst düzey bir ekibin varlığını gözler önüne seriyor. Oyuncu kadrosu da dev isimlerden oluşan dizinin yapımcılığını da Eyüp Gökhan Özekin üstleniyor.