Arap rejimleri İsrail'e karşı niye sessiz
Hamas Siyasi Büro lideri İsmail Haniye'nin Tahran'da İsrail tarafından alçakça katledilmesi ve Türkiye'nin hem bu suikasta tepki göstermesi hem de millî yas ilan etmesi üzerine Türkiye'de bir tartışma başladı: Arap ülkeleri bu tepkiyi göstermiyor, yas ilan etmiyorken Türkiye neden ilan ediyordu
Birçoğu karanlık niyetlerle bir kısmı da cehaletten bu soruyu soruyordu.
Türkiye'nin bu coğrafyanın bin yıllık sahibi, lideri, medeniyet ve siyaset merkezi olarak, bağımsızlığın ve demokrasinin yegane modeli olarak emperyalist ve Siyonist katliam politikalarına, işgallerine tepki göstermesinden daha doğal bir şey yok. Esas konuşulması gereken Müslüman Arap kardeşleri göz göre göre katledilirken, barış müzakerecisi İsmail Haniye bile suikasta kurban giderken Arap devletleri neden sessiz kalıyor
Bu sessizliğin cevabı tarihte saklı. Öncelikle zaten bu coğrafyanın bin yıllık sahibi Türklerin elinden Ortadoğu'nun 1. Dünya Savaşı sonrasında alınmasının esas amacı bölgede Batı hegemonyasını tesis edecek proje devlet İsrail'i ve İsrail ile Batı'ya ses çıkaramayacak Arap devletleri oluşturmaktı.
Ama her şeye rağmen bir süre sonrasında bazı Arap rejimleri İsrail'in kurulması ile birlikte yine "kontrol"den çıkmaya başlamış, kurulan sözde Yahudi devleti ile savaşmayı iki defa göze almıştı. Mısır, Ürdün, Suriye, Irak gibi devletler İsrail'le iki kez savaştılar. Belki kaybettiler ama teslim olmadılar.
Dahası da var:
"Kardeşlerim neyi bekliyorsunuz Uluslararası vicdan denen şeyi mi bekliyorsunuz Hani neredeymiş o Mescid-i Aksa sizleri çağırıyor. Aksa'nın çığlıkları sizden gelmesi beklenen yardımlar içindir, kardeşim. İçinde bulunduğu zorluklardan ve çilelerden kurtarmanız için sizleri çağırıyor."
Bu sözler de Suudi Arabistan Kralı Faysal'a ait. İsrail'e karşı savaşan Arap devletlerini destekleyip finanse ettiği gibi Mescid-i Aksa'nın yakılması sonrası petrol üreten Arap ülkelerini de örgütleyerek İsrail'e destek veren Batı ülkelerine petrol ambargosu uygulayarak tarihe geçmiş bir lider.
Dönemin ABD Dışişleri Bakanı Kissinger'a "İsrail'e destek vermekten vazgeçmezseniz ambargoyu kaldırmayız" demişti. Bunun üzerine "petrol kuyularınızı bombalarız" diye tehditte bulunan Kissenger'a Kral Faysal şu cevabı vermişti:
"Tabii ki petrol kuyularımızı bombalayabilirsiniz ama unutmayın ki biz ve atalarımız deve sütü ve hurmayla yaşıyorduk. Yine öyle yaşarız. Ama siz petrolsüz yaşayamazsınız".