1071 Öncesindeki Anadolu Bizim İçin Ne İfade Eder
Anadolu'nun bir yerinde, asırlardır ayakta olan bir Türk eserinin önünde durmuş, o güzelliği inceliyorum. O sırada yabancı bir turist kafilesi geliyor ve önlerinde bir yerli rehber anlatmaya başlıyor:
"Buranın 5 bin yıllık bir tarihi bulunuyor. Hitit, Frig, Yunan, Pers, Roma, Bizans medeniyetleri...." diye anlatmaya başlıyor. "5 bin yıllık tarih" lafını duyunca içimden gayriihtiyari "saydın mı" demek geliyor. O sırada rehber anlatmaya devam ediyor ve uzun uzun Yunan mitolojisindeki abuk sabuk hikayelerden bahsedip bilmem kaç bacaklı, kaç kafalı Yunan tanrısını anlatmaya devam ediyor... Benim de dikkatim maalesef önümdeki tarihi eserden çok rehberin anlattıklarında.... Uzun uzun her türlü gereksiz şeyi anlattıktan sonra nihayet bu önünde durduğumuz ve aslında buranın da en önemli tarihi değeri olan eserden, onu yapan Selçuklulardan ve yanına da bir sürü eser ekleyen Osmanlılar'dan yani Türk döneminden bahseder diye bekliyorum. Evet, bahsediyor ama biraz alaycı, küçümseyici bir dille kısaca anlatıp geçiyor. Arada da "tabii o dönem Anadolu fakirdi, saray zenginlik içindeydi" falan diye bir şeyler saçmalıyor...
Peki, bu rehber Türk tarihini niye mi böyle önemsizleştirerek geçiştiriyor Çünkü ona öyle öğretildi. Türklere, Müslümanlara dair tarihi, medeniyeti önemsiz görmesi, önemli olanın Malazgirt öncesi olduğu üstelik turistlerin de ilgisini bunun çekeceğine dair bir müstemleke dili içselleştirildi.
İşin daha tuhafı bu sadece Batılıların inşa etmeye çalıştığı bir dil değildi. Hikayesi 1932'deki Türk Tarih Kongresi'ne kadar giden, Zeki Velidi Togan'ın, Köprülü'nün ve Atsız'ın isyan ettiği bu anlatı bizzat resmî ideoloji tarafından da inşa edildi. Anadolu'daki 1071 sonrası dönem sadece Türk tarihi için değil dünya medeniyet tarihi için de Anadolu'nun en önemli boyutunu oluşturan Selçuklu ve Osmanlı asırları sistematik olarak önemsizleştirildi, itibarsızlaştırıldı. Zaten sonraları bu tezleri alıp kullananlar da PKK sempatizanları oldu ve "Türkler sonradan gelip Anadolu medeniyetlerini yok etti" gibi saçmalamaları için de onlara koz verilmiş oldu. Sanki bugün Türk milletine mensup tüm etnik gruplar Anadolu'yu Malazgirt sonrası yurt tutmamış da Bizans döneminde de Anadolu'da büyük kitleler halinde yaşıyorlarmış gibi fantastik hikayeler anlatıldı.
Resmî tarihte anlatıldığı üzere 1071 öncesinde de tarih boyu Anadolu'ya dönem dönem çeşitli Türk akınları yaşanmış, lokal Türk yerleşimleri olmuş olsa bile bu toprakların sahibi olmak, devlet kurmak ancak 1071 sonrasında mümkün olmuştur.
Türkler öncesi Anadolu tarihinin elbette tarihi ve turistik olarak önemi bulunmaktadır. Nitekim başka milletlerin tersine Türkler kendisinden önceki medeniyeti yok etmemişlerdir. Bugün de bu tarih dünya medeniyet mirasına sahip çıkma bakımından da turizm açısından da önemlidir. Ama bu kadardır. Bizim millî kimliğimizin inşasında, millî tarihimizde, ülke tanıtımımızda ve ulus-markalama süreçlerinde öneme sahip olan 1071 sonrasıdır.