Asıl Reçete

Baş döndürücü bir dönem geçiriyoruz. Bu hıza yetişmek inanın çok zor. Daha hafta sonu "biz bu savaşta yokuz" diyen Trump'un, baskılarına BOYUN EĞDİĞİNİ izledik hepimiz. Keza bir ABD Kongre Üyesinin; "İsrail lobisi çok etkili. Örneğin, Kongre'deki üyelere bakarsanız, hepsi İsrail'i desteklemeliyiz mesajı paylaşıyor. O halde bunu yapmalıyız" açıklaması bunu teyit etti. Neticesinde de kendisine yansıyacak onca sıkıntıya rağmen, Trump'un İran'ın bombalanmasına izin verdiğini gördük. Akabinde herkes karamsar senaryolar yazmaya başladı, sonrası hakkında. Ama bu iki ülkenin esasında ateşkes isteği, verdikleri demeçlerin DERİNLERİNDE kendini belli etmişti. Buna dünden razı olan Trump'da, "zararın neresinden dönersek kardır" mantığıyla, İran'ın kendi üslerine KONTROLLÜ BİR MİSİLLEME yapmasına göz yumdu ilginç biçimde. Zira Trump, İran ile yapılan görüşmede; "İran'ın kendilerine doğrudan füze saldırısı için garanti verildiğini" açıklaması fazla söze hacet bırakmadı.

Anlayacağınız 12 gün süren karşılıklı hamaset, tehdit ve bombardıman faslı ateşkes ile sonuçlandı. Geriye de yaşanan süreçte, kazan ve kaybeden tarafların analizi yapmak kaldı. Mesela İran, ittifak yapmakla övündüğü Çin ve Rusya'nın, CİBİLLİYETİNİ bariz tecrübe etmiş oldu. Bazen arkasından kuyusunu kazdığı TÜRKİYE'nin de, KATIKSIZ DOSTU olduğunu kavraması için elinde birçok neden biriktirdi. En önemlisi de desteklemekten imtina etmediği PJAKPKK'nın, İSRAİL İLE YAKIN İLİŞKİSİNİN deşifre olması, İran'ın kazanç hanesine yazıldı. Katil İsrail'i sorarsanız, İran'ın Nükleer Tesislerinin imha edilmesi tek başarısıydı. Kevgire dönem savunma sistemi, hacamat olan şehirleri ve Batılı ülkelerin kapısındaki dilenciliği de hesaba katılırsa, KÂĞITTAN KAPLAN hüviyetini cümle âleme gösterdi. Fakat Almanya Başbakanı Merz'in savaşın henüz başında; "İsrail Batı'nın kirli işlerini üstlendi" ifadeleri, ÇUKUR ZİHNİYETİN resmedilmesini tartılmaz kıldı. Çünkü Ortadoğu'nun parça parça edilmesi, buralardan geçecek ticaret yollarını kendilerine bağlama hasreti ve son kertede de ARMEGEDDON saplantısı için, HER YOLU MUBAH GÖRDÜKLERİ başka nasıl izah edilebilirdi ki

Peki, "bundan sonra ne olur" derseniz, Batı kafasının İsrail'i ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimini NATO'ya alma iradesinde bulunacağı kesin. Bunun için her şeyi deneyecekleri de sır sayılmaz. Diğer taraftan da İsrail'li yam yamların ifadelerine göre, İran Rejimini devirmeye dönük çalışmalarını, ÖRTÜK BİÇİMDE sürdürecekleri muhakkak. Ama burada göz ardı edilemeyecek bir husus var ki, dikkatlerinizi çekmezsek hata etmiş oluruz. O husus ne mi Türkiye'de maruz kaldığımız bazı olaylarda, DIŞ GÜÇLERİN etkisi elbette. Zira istemediklerini, boyun eğdiremediklerini ve güç yetiremediklerini, MUHALİFLERE VERDİKLERİ DESTEKLE nasıl yıpratmaya çalıştıklarını, bu hadiselerden açıkça kavramak pek ala mümkün