Kaptan tecrübesiz vapurun pusulası bozuktu

Mustafa Kemal Paşa'nın 16 Mayıs 1919'da millî mücadeleyi başlatmak üzere Bandırma Vapuru'yla İstanbul'dan Samsun'a nasıl hareket ettiğini ve yolda karşılaştığı zorlukları Şevket Süreyya Aydemir'in "Tek Adam" kitabından yararlanarak anlatmakta yarar var:

Vapurun hareketinden önce kendisine eşlik edecek subaylardan biri Mustafa Kemal Paşa'nın yanına gidip, "Aldığımız bilgilere göre işgal kuvvetlerine mensup bir torpido tarafından takip edilecek ve çevrileceğiz" deyip ekledi:
"Yola çıkmasak iyi olur!"

Mustafa Kemal Paşa bu sözlere aldırmadı ve kaptan İsmail Hakkı Bey'e şu emri verdi:
"Derhal ve bütün süratinle denize açıl!"
...

Vapur eskiydi, o kadar ki pusulası bile bozuktu.
Azami hızı 7 mili ancak buluyordu.
Deniz çok dalgalı, hava fırtınalıydı... Üstelik kaptan İsmail Hakkı Bey gideceği güzergâhı tanımıyordu.
Her an işgal kuvvetlerinin torpidosu tarafından çevrilme endişesiyle yol alınırken Mustafa Kemal Paşa, kaptana ikinci emrini verdi:
"Sahile yakın bir rota çiz ve hep buna göre git!"
...
Bin bir zorlukla İnebolu geçildi, Sinop limanına varıldı.
Hedef, buradan kara yoluyla Samsun'a ulaşmaktı.
Ama gidilecek araç da, doğru düzgün yol da olmadığı anlaşıldı.
Bunun üzerine Mustafa Kemal Paşa vapurdakilere şöyle seslendi:
"Çocuklar, daha bir gecelik tehlike var. Onu da atlatabiliriz!"
...
Vapur yeniden hareket etti. Ertesi gün yani 19 Mayıs 1919'da şafak sökerken Samsun'a varıldı.
Mustafa Kemal Paşa, bu varışı Büyük Nutuk'un ilk cümlesi yaptı:
"1919 yılı Mayıs'ının 19'unda Samsun'a çıktım."
...
Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşlarının çıktığı tarihte Samsun küçük bir şehirdi ve burada 200 kişilik bir işgal kuvveti (İngiliz askeri) vardı.
Ayrıca eşkıya örgütü Pontus sokaklara hâkimdi.
Yunan gemileri de Karadeniz'de dolaşıyordu.
Samsun'un da İzmir gibi Yunanlılar tarafından işgal edileceği söylentisi yaygındı.
Halk bitip tükenmeyen savaşlar nedeniyle perişandı.
...

Bandırma Vapuru'yla Samsun'a çıkan heyette Mustafa Kemal Paşa ve kaptan İsmail Hakkı Bey dışında kimlerin bulunduğunu da yazalım:
Albay Refet Bey, Albay Kazım Bey, Yarbay Mehmet Arif Bey, Binbaşı Hüsrev Bey, Binbaşı Kemal Bey, Albay İbrahim Tali Bey, Binbaşı Refik Bey, Yüzbaşı Cevat Abbas Bey, Yüzbaşı Mümtaz Bey, Yüzbaşı Ali Şevket Bey, Yüzbaşı Mustafa Bey, Üsteğmen Hayati Bey, Üsteğmen Abdullah Bey, Üsteğmen Hikmet Bey, Teğmen Muzaffer Bey, şifre kâtipleri Faik Bey ve Memduh Bey.

...

Mustafa Kemal Paşa, Samsun'a hareket ettiği günlerde ülkenin durumunu Nutuk'ta şöyle anlatmıştı:

"Osmanlı Devleti'nin içinde bulunduğu topluluk büyük savaşta (Birinci Dünya Savaşı) yenilmiş, Osmanlı ordusu her yanda darbeler almış ve koşulları ağır bir ateşkes anlaşması imzalamıştı.

Büyük savaşın uzun yılları boyunca ulus yorgun ve yoksul bir duruma düşmüştü.

Ulusu ve yurdu büyük savaşa sürükleyenler kendi başlarının kaygısına düşerek yurttan kaçmışlardı.

Padişah ve halife olan Vahdettin soysuzlaşmış, kendini ve tahtını koruyabileceği alçakça önlemler araştırmaktaydı.

Damat Ferit Paşa'nın başkanlığındaki hükümet güçsüz, onursuz ve korkaktı.

Ordunun elinden silahları ve cephanesi alınmış ve alınmaktaydı."

O tarihî vapuru jilet yaptılar

Gelelim, Mustafa Kemal Paşa'nın İstanbul'dan Samsun'a gittiği o tarihî vapur Bandırma'nın hikâyesine: