Yanlış üstüne yanlış

Uçaklardan helikopterlere, insansız hava araçlarından uydu sistemlerine kadar çok önemli üretimlerde bulunan Türk savunma sanayisinin göz bebeği TUSAŞ böyle mi korunur Allah aşkına.

İki teröristin gasp ettikleri bir taksiyle bu tesise gelip bomba patlatmaları ve sağa sola ateş etmeleri ciddi bir güvenlik zaafı değil midir

Terör örgütlerinin ve onları destekleyen dış güçlerin hedefindeki bir ülke olduğumuzu anlamamız için daha ne olmasını bekliyoruz

Alçak terör saldırısı istihbarat açısından zaaflarımız olduğunu da net biçimde ortaya koydu.

Demek birileri TUSAŞ'ın vardiya değişim saatlerinden hangi kapısından içeri girmenin daha kolay olduğuna kadar her şeyi anlatmış teröristlere.

İyi çalışan bir istihbarat sistemimiz olsa o teröristler daha eylemlerini planlama aşamasında, hadi bu atlandı diyelim, o zaman da sırt çantalarında bomba ve silahlarla ellerini kollarını sallaya sallaya TUSAŞ'a gelirken yakayı ele vermezler miydi

...

MHP lideri Devlet Bahçeli'nin, Abdullah Öcalan'a yaptığı çağrıya gelecek olursak:

PKK-YPG-PYD terör örgütü Öcalan'ın çağrısıyla ne silahlarını teslim eder ne teröre son verir.

Onların lideri artık Öcalan değil ABD'dir çünkü.

ABD bu örgütü finanse ediyor, modern silahlarla donatıyor, militanlarına eğitim verip maaş dağıtıyor.

Buna karşılık ondan istediği bölgede kendisine kayıtsız şartsız bağlı bir devlet kurmasıdır.

Yani Öcalan'ı, terör örgütüne "Dağılın!" demesi için Meclis'e çağırmak yanlış olmuştur.

Doğru çağrı adresi, ABD'nin Kasım'da seçilecek yeni başkanıdır, Pentagon'un yani silahlı kuvvetlerin komutanıdır, merkezî istihbarat örgütü CIA'nın tepesindeki isimdir.

Bu üç kişi şöyle bir açıklama yapsa ve kısa sürede bu açıklamanın gereğini yerine getirse terör örgütü ancak o zaman çözülür:

"ABD olarak dış politikamızı tümüyle değiştiriyoruz.

Artık kanlı oyunlar oynamayacağız.

Terör örgütlerine kesinlikle destek olmayacak, para ve silah yardımında bulunmayacağız.