İç politikada yılın olayı:
CHP'nin yerel seçimde birinci parti olarak çıkıp merkezi iktidardaki Ak Parti'yi ikinciliğe düşürmesi siyaset alanında 2024'ün olayıydı bana göre.
Gerçi CHP bu birinciliğin hakkını veremedi, dörde bölünmüş bir görüntü çizdi, enerjisini günlük polemiklerle harcadı, genel seçimi kazanması halinde nasıl bir program izleyeceğini anlaşılır şekilde ortaya koyamadı.
Dış politikada yılın olayı:
Komşumuz Suriye'de 61 yıllık Baas diktatörlüğünün sona ermesi, ülkesini acımasız yöntemlerle yöneten Beşar Esad'ın kaçmak zorunda kalması bizim açımızdan dış politikada yılın olayıydı.
Suriye'deki yeni yönetimle kurulan dostane ilişkiler, sınırımızda yuvalanan PKK-PYD terör örgütünün etkisiz hale getirilmesi açısından son derece büyük önem arz ediyor.
Ancak ABD ve İsrail'in önümüzdeki dönemde bizi ve yeni Suriye yönetimini bu konuda rahat bırakıp bırakmayacağı henüz belli değil.
Ekonomide yılın olayı:
Türkiye İstatistik Kurumu'nun tüm "çabasına" karşın enflasyonda toplumu rahatlatacak düzeyde bir düşüş sağlanamadı, asgari ücretlilerin, emeklilerin geçim sorunlarına çare bulunamadı, işsizliği önleyecek adımlar atılamadı, faiz yükseltip indirerek, vergileri artırarak enflasyona çözüm bulunacağı yanılgısı sürdürüldü.
Tarım ve hayvancılığa önem vermeden et-sebze-meyve fiyatlarının düşürülemeyeceği, konut sayısını artırmadan kiraların makul düzeye indirilemeyeceği, devletteki israfa dur demeden denk bütçe yapılamayacağı gerçeği görmezden gelindi.
Sağlıkta yılın olayı:
Bazı özel hastanelerde yeni doğan bebeklerin sağlık durumları kötü gösterilerek uzun süre yoğun bakımda tutulduğu ve böylece SGK'dan yüksek miktarlarda para alındığı, yine bazı özel hastanelerde bebeklerin entübe edilmediği halde kayıtlarda entübe gibi işlem yapıldığı, kimi bebeklerin de kurtarılabilecekken kendilerine bağlı tıbbi cihazların fişleri çekilerek ölüme terk edildiği iddialarıyla başlayan ve çok sayıda doktor ve hemşirenin tutuklanmasıyla sonuçlanan skandal sağlıkta yılın olayı olarak nitelendirilebilir.
Bu olay özel hastaneler konusunun yeniden masaya yatırılması gerektiğini göstermesinin yanı sıra başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere devletin ilgili kurumlarının denetim görevlerini layıkıyla yapmadıklarını net biçimde sergilemesi açısından da önemliydi.
Yargıda yılın olayı:
8 yaşındaki Narin'in acımasızca öldürülmesi aylarca ülke gündeminin en önemli maddelerinden biri oldu, soruşturma safhası ve dava süreci milyonlar tarafından dikkatle izlendi, katil ya da katillerin kimler olduğuna ilişkin çeşitli tahminler yapıldı.
Sonuçta mahkeme Narin'i amcası, annesi ve kardeşinin iştirak halinde öldürdüğü kanaatine vardı, üç sanığı da ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı.
Cezaya çarptırılan sanıkların cinayeti işlediklerini itiraf etmemeleri bu davayla ilgili tartışmaların 2025'te de süreceğini gösteriyor.
Sporda yılın olayı:
Paralimpik (engelli) milli takımlarımızın uluslararası karşılaşmalarda kazandığı başarılar hepimizi sevindirdi.
Ancak bu başarının şöyle üzücü bir yanı da vardı:
Türkiye'de rekor düzeydeki trafik ve iş kazaları ile silahlı kavgalar nedeniyle engelli birey sayısı dünyanın birçok ülkesine göre kat kat fazla.