Tadında bırakmayı bilmek

"Tadında bırakmayı bilmek" Türkçenin güzel deyimlerinden biridir.

"İyi giden bir şeyi tatsız duruma sokacak ölçüsüzlüğe vardırmamak" anlamına gelir.

Siyaset dünyamızda son zamanlarda yaşananlara bakınca iktidarın da ana muhalefetin de "tadında bırakmayı" bilmediği anlaşılıyor.

İktidar bilmiyor çünkü hiç gereği yokken sertleşti, ardı ardına ilk bakışta hukuki olmaktan ziyade siyasi olduğunu düşündüren soruşturmalara yöneldi. Yargıyı rahat bırakmayıp etkilediği algısına yol açtı.

Ana muhalefet de tadında bırakmayı bilmiyor çünkü iktidarın tartışmalı uygulamalarını protesto etmek için başlattığı sokak hareketlerini "Barikatları yıkıp geçin!" mesajı vererek demokratik eylemden farklı bir noktaya taşıdı, yüzlerce gencin tutuklanmasına neden oldu. Ticari firmalarla bazı medya kuruluşlarına yönelik boykot çağrısı da yeterince tartışılmadan alınmış bir karara benziyordu.

Peki, şimdi ne yapılabilir

İktidar da muhalefet de yaşanan olumsuzluklardan ders çıkarmalıdır.

İktidar sakin olmalı, toplumda oluşan yargıyı etkilediği algısını yıkmalı, muhalefetle kavgalara, polemiklere girmekten vazgeçip mesaisini enflasyonun düşürülmesi, halkın gelir düzeyinin yükseltilmesi ve işsizliğin azaltılmasına harcamalıdır.

Ana muhalefetin de sertliğin, gerilimin ülkenin çıkarına olmadığını görmesi, sokak eylemlerinin provokasyonları beraberinde getireceğini bilmesi, ekonomiye zarar verecek boykot çağrılarından vazgeçmesi, mesaisini iktidar olduğunda uygulayacağı politikalar üzerinde yoğunlaştırması gerekir.

Amacına ulaştı mı

CHP'nin bazı televizyon kuruluşları için yaptığı boykot çağrısı amacına ulaştı mı

Bu sorunun kesin yanıtının alınabilmesi için bakılması gereken yer izlenme oranlarını ortaya koyan reyting ölçümleridir.