Spor medyasını tartışma zamanı

Trabzonspor-Fenerbahçe maçında çıkan olaylar dolayısıyla spor medyamıza yakından bakmakta yarar var:

1-Elbette istisnaları vardır ama bizim spor medyamız spora eğlenceli bir oyun gibi bakmaz, onu adeta savaş gibi görür.
"Aslan parçaladı", "Kartal'ın büyük avı", "Fırtına fena dağıttı", "Fener'den bombardıman", "Kayseri ezdi geçti", "Konya acımadı" gibi başlıklar sık sık kullanılır.

Yabancı takımlarla oynanan maçlarda ise şiddet içerikli başlıkların dozu büsbütün artar.

Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nün spor medyasındaki şiddet olgusunu inceleyen araştırmasında yer alan örneklere göre, Galatasaray'ın İsviçre takımı Neuchatel Xamak'ı farklı yenmesine karşın saha olayları nedeniyle UEFA kararıyla mağlup sayılması üzerine büyük bir gazetemiz, "O... Çocukları" manşetiyle çıkmıştı.

Galatasaray'ın İsrail takımı Netanya'yı elemesi bir gazetemiz tarafından "Aslan, Netanya'ya çok güzel koydu" başlığıyla haberleştirilmişti.

Beşiktaş'ın İsrail takımı Maccabi Tel Aviv'i yenmesi üzerine bir gazetemizin attığı başlık da "Kol gibi geçirdik" şeklindeydi.

2-Elbette istisnaları vardır ama bizim spor medyamızda yalan haber yazmak alışkanlığa dönüşmüştür.
Özellikle transfer mevsimlerinde Beşiktaş'a, Fenerbahçe'ye, Galatasaray'a geleceği belirtilen futbolcuların onda dokuzu gelmez.
Çünkü o haberler kaynağından sorularak değil masa başında yazılır.
Çalıştığım bir gazetenin spor servisinde, "Bugün Fener'e kimi transfer edelim" diye "fikir alışverişinde" bulunulduğuna bizzat tanığım.

3-Elbette istisnaları vardır ama bizim spor medyamız adeta amigolar gibi takım tutar.
Ve tuttuğu takımın başarısı için spekülatif haberler yapmaktan çekinmez.
Yazılan haber ve yorumlarla Federasyonu ve hakemleri baskı altına almaya bayılır.

4-Elbette istisnaları vardır ama televizyonlardaki kimi spor programları, katılan gazetecilerin, yorumcuların karşılıklı hakaretlerinin arenası olur.
"Maganda", "Karaktersiz", "Şerefsiz" gibi sözcükler havada uçuşur.

5-Elbette istisnaları vardır ama kulüpleri takip eden gazeteciler o kulüplerle özdeşleşir, kulüp başkanlarının halkla ilişkiler elemanı gibi hareket eder.

6-Elbette istisnaları vardır ama spor medyamızda kimi isimler futbolcu menajerleriyle çok samimidir. Bazı futbolcular hak etmedikleri övgülerle parlatılır.

Sonuç olarak diyeceğim şu:

Spor dünyamızda özellikle de futbolda yaşanan şiddet olayları önlenmek isteniyorsa spor medyamızın da kendisine çekidüzen vermesi gerekir.

O faciayı unutmayalım

Tarih 17 Eylül 1967...

Kayseri Stadyumu'nda Kayserispor ile Sivasspor takımları karşı karşıya gelmişti.

Maçı, takımlarını desteklemek için Sivas'tan gelen binlerce taraftar da izliyordu.

Ne olduysa 20'nci dakikadan sonra oldu.