Meclis'e sunulan sahipsiz hayvanlar hakkındaki yasa teklifine ilişkin tespit ve eleştirilerim şöyle:

1- Teklifin sadece köpekleri ilgilendirdiği sanılıyor ama öyle değil.

"Sahipsiz hayvanlar" denildiği için sokakta yaşayan kediler de teklif kapsamında yer alıyor. Onlar da yakalanıp barınaklara götürülebilir.

Böyle bir uygulamada farelerin ortalıkta cirit atacağı hiç düşünülmemiş galiba.

2- Teklifin en tartışmalı maddesi kuşkusuz "saldırgan, bulaşıcı veya tedavi edilemeyecek hastalığı bulunan ya da sahiplenilmesi yasak olan hayvanlara ötanazi uygulanmasına" ilişkin. Teklifi hazırlayanlar tepkilerden çekinmiş olmalılar ki "öldürülecek" diyememişler, "ötanazi" sözcüğünün arkasına gizlenmişler.

Ötanazi sözlüklerde "Şiddetli ıstırap veren iyileşmesi mümkün olmayan bir hastalığa yakalanan hastanın kendi isteği üzerine tıbbî yollarla öldürülmesi" diye tanımlanıyor.

Bu durumda saldırgan ve hasta da olsa özel önlemlerle kimseye zarar vermeden yaşatılması mümkün olan köpeklerin kendi iradeleri dışında hayattan koparılması ötanazi filan değil bile isteye öldürmektir.

Sokakta yaşayan köpeklerin hastalık ve saldırganlıklarının çoğu kez kötü yaşam koşullarından ve özellikle açlıktan kaynaklandığı unutuluyor ne yazık ki.

3- Barınakların hangi nitelikleri taşıması gerektiğine ilişkin bir hükmün teklifte yer almaması da yanlış.

Nazi kamplarına benzer barınaklar da kurulabilir pekâlâ.

Zaten doğru olan sahipsiz kedilere kısırlaştırma operasyonları dışında hiç dokunulmaması, barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarının karşılanarak bugünkü yaşam ortamlarında bırakılmasıdır.

Sahipsiz köpekler ise barınaklarda değil kurulacak doğal yaşam parklarında yaşamlarını huzur içinde sürdürmelidir.

4-Teklifte CHP'yi çok yakından ilgilendiren bir madde var.

Bilindiği gibi son yerel seçimde CHP büyük başarı gösterdi, 408 yerde belediye başkanlıklarını kazandı. Ülke nüfusunun yüzde 65'i şu anda CHP'li başkanların olduğu il, ilçe ve beldelerde yaşıyor.

Teklif, sahipsiz hayvanların yakalanması, barındırılması, sahiplendirilmesi ve bazı hallerde öldürülmesi görevlerini yerel yönetimlere veriyor.

Yani Ak Parti, sokak hayvanları konusunda İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Antalya dâhil ülkenin önemli bir bölümünde sorumluluk almıyor, vatandaşla CHP'li belediyeleri karşı karşıya bırakıyor.