CİMER'e yani Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi'ne 2018'den bu yana şikâyet, ihbar, eleştiri gibi nedenlerle yapılan başvuruların sayısı 35 milyonu aşmış.
Sadece 2024 yılında 4 milyon 590 bin başvuru olmuş.
2025'in başından bu yana ise 1 milyon kişi CİMER'in kapısını çalmış.
Yukarıdaki veriler karşısında ilk bakışta, "Kamusal iletişimin harika bir düzeyde olduğunu gösteriyor bu tablo" denebilir.
Ama biraz derinlemesine düşününce farklı bir noktaya gelmek mümkün.
Milyonlarca vatandaşın aldığı kamu hizmetlerinden memnun olmadığını, bu nedenle son bir umutla şansını CİMER'de denediğini göstermiyor mu aslında yukarıdaki veriler.
Kimi hastaneden kovulmuş, kimi vergi dairesiyle sorun yaşamış, kimi tapu idaresinde zorlukla karşılaşmış, kimi açtığı davanın yıllardır sonuçlanmayışından yakınıyor, kimi belediye hizmetlerini yeterince alamadığını belirtiyor, kimi sosyal yardımların dağıtılmasında adil davranılmadığını ifade ediyor, kimi kanunsuz işlem yaptığına inandığı kamu görevlilerini ihbar ediyor, kimi hayat pahalılığının bir türlü önlenemeyişine tepki gösteriyor.
...
Bir de şu var:
6 yılda 35 milyon vatandaş CİMER'e başvururken muhtemelen bundan çok daha fazlası yolunu yöntemini tam bilmediği ya da sorununa çözüm bulunacağından ümidi olmadığı için böyle bir girişimde bulunmuyor. Eğer onlar da başvursa demek ülkede herhangi bir konuda şikâyeti olmayan vatandaşı mumla aramak gerekecek.