RTÜK muhalif kanallara ardı ardına cezalar veriyor.

Son olarak Sözcü TV'nin ekranı 10 gün karartıldı.

Bir yandan cezaları eleştirirken bir yandan da ne yapılması gerektiğini tartışmalıyız.

Hemen belirteyim ki, Anayasa'nın 133'üncü maddesiyle RTÜK Yasası'nın 35'inci maddesi değişmedikçe bu durum değişmez, muhalif kanallar istendiği zaman para cezasına çarptırılabileceği gibi karartılabilir hatta lisansları bile iptal edilebilir.

Söz konusu maddeler, RTÜK'ün yönetim ve ceza organı 9 kişilik Üst Kurulun Meclis Genel Kurulu'nda partilerin güçleri oranında seçilmesini hüküm altına alıyor.

Bugün Meclis'te çoğunluğu elinde tutan Ak Parti ve onu destekleyen MHP Üst Kurul'da da çoğunluğa sahip bulunuyor.

Üst Kurul'da karar almak için 5 oy yeterli olduğu için iktidarın ve onu destekleyen partinin üye yaptığı isimler istedikleri kanalı cezalandırabiliyor.

RTÜK Yasası'na göre yayınlanan her programa şu ya da bu nedenle ceza verilebilir.

Yorum limiti o kadar geniş.

Yasanın yayın hizmeti ilkelerini düzenleyen 8'inci maddesine bakıldığında bu kolayca anlaşılır:

-Yayınlar hukukun üstünlüğü, adalet ve tarafsızlık esasına aykırı olamaz.

-İnsan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamaz.

-Tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerini esas almak ve toplumda özgürce kanaat oluşumuna engel olmamak zorundadır.

-Yargıya intikal eden konularda haber niteliği dışında yargılama sürecini ve tarafsızlığını etkiler nitelikte olamaz.

-Siyasî partiler ve demokratik gruplar ile ilgili tek yönlü veya taraf tutar nitelikte olamaz.

-Çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar onların izleyebileceği zaman dilimlerinde yayınlanamaz.

Şu çok net:

RTÜK özerk bir kurum olması gerekirken siyasi bir kurum niteliği taşıyor.

Tabii verdiği kararlar da siyasi oluyor.

CHP başta olmak üzere muhalefetteki partilerinin Anayasa'nın 133'üncü maddesi ile RTÜK Yasası'nın 35'inci maddesinin değiştirilerek RTÜK'ün gerçek anlamda özerk olmasının sağlanması için gayret göstermesi gerekir.

Aksi takdirde bugünkü tartışmalı denetim ve cezalandırma sistemi sürüp gider.

O dedektör 493 liraymış...

12 Mehmetçiğimizin Kuzey Irak'ta arama-tarama çalışması sırasında girdikleri mağarada metan gazından zehirlenerek şehit olmaları tüm toplumu derinden üzdü, yürekleri dağladı.

Peki bu vahim olay önlenemez miydi

Uzmanların, "Metan gazı dedektörü olsaydı o pırıl pırıl gençler hayatlarının baharında ölmezlerdi" diye görüş bildirmeleri üzerine dün internetteki alış-veriş sitelerine baktım.

Hepsiburada.com'da gördüklerim çok şaşırttı beni.

Metan gazı dedektörünün fiyatı sadece 493 lira yani bir kilo kirazdan bile ucuzmuş.

TSE standartlarına göre üretilen ve ortamda bulunan metan dahil her türlü zararlı gazı tespit edip ışık ve sesle uyarıda bulunan bu cihazın ağırlığı ise sadece 300 grammış.