Onlar neden mutlu, biz neden mutsuzuz

Birleşmiş Milletler ve Oxford Üniversitesi'nin ortaklaşa hazırladığı Dünya Mutluluk Raporu'nda Finlandiya 8 yıldır birinci sırada yer alıyor.

Biz ise 90'lı sıralara takılıp kaldık. Son raporda 94'üncü olduğumuz belirtiliyor.

Üniversitelerimiz bu konuda bir araştırma yapmış mıdır bilmiyorum. Ama bana göre Finlandiya'nın mutluluğunun ve bizim mutsuzluğumuzun nedenleri şöyle:

Onlar işsizlik sorununu büyük ölçüde çözmüşler. Sosyal güvenlik sistemi çok iyi çalışıyor. İşsiz kalan olursa kimseye muhtaç olmadan yaşayabileceği kadar bir ödeme yapılıyor. Öğrencilere hem burs hem kira yardımı var. Emekli maaşları rahatça geçinmeye imkân verecek düzeyde. Sağlık ve eğitim hizmetleri ücretsiz ve kaliteli. Çocuklu aileler özel yardım alıyor.

Bizde işsiz sayısı Türkiye İstatistik Kurumu'na göre bile 3 milyonu buldu. İşsiz olup iş aramaktan vazgeçenler eklendiğinde bu sayı 10 milyonu geçiyor. İşsizlik ödenekleri sınırlı sayıda kişiye ulaşıyor. Öğrencilere verilen bursun yeterli olduğu söylenemez. Kira yardımı da yok. Emeklilerin büyük bölümünün maaşı yoksulluk sınırının altında. Çocuklu ailelere bir miktar devlet desteği geldi ancak ihtiyacı karşılamaktan uzak. Sağlık ve eğitim hizmetleri ücretsiz ama kaliteli değil. Bu yüzden hastalar özel hastanelere, öğrenciler özel okullara gitmek zorunda kalıyor.

***

Onlarda suç oranı düşük. Finlandiyalı psikolog Frank Martela'nın verdiği ilginç bir örnek var: Helsinki'de kayıp cüzdan deneyi yapılmış. Çeşitli yerlere 12 cüzdan bırakılmış. Bu cüzdanlardan 11'i bulanlar tarafından sahiplerine ulaşılarak teslim edilmiş. Cezaevleri boş denecek kadar tenha.

Bizde yola düşürülen cüzdanları sahiplerini bulup vermek bir yana insanların ellerindeki, ceplerindeki, çantalarındaki cüzdanlar çekilip kaçılıyor. Her gün yeni mafya örgütleri ve çeteler çıkıyor ortaya. Cezaevlerimizde 420 bin tutuklu ve hükümlü bulunuyor ve bunların sayısı her geçen gün artıyor. Adli kontrolle serbest bırakılanlar da tutuklansa cezaevlerinin nüfusu belki 1 milyonu bulacak. Avrupa'da mutluluk sıralamasında en alttaki ülke olmamıza karşın cezaevlerinde kalanların sayısı bakımından birinciyiz.

***

Onlarda hemen herkes doğayla iç içe yaşıyor. Coğrafi konumlarının avantajıyla her birey bir sahil, göl, nehir ya da ormana yaklaşık 200 metre uzakta bulunuyor. Bu durum doğayla iç içe ve spor yaparak yaşamalarına fırsat verdiği gibi sosyalleşmelerinin de önünü açıyor.