Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu, bir vatandaşın sorusuna verdiği yanıtta, kurbanlık hayvanların eziyet çekmemeleri için kesilmeden önce narkozla ya da elektrik şokuyla uyutulmalarının dinen sakıncası olmadığını belirtiyor.
Yüksek Kurul'un yanıtı şöyle:
Dinimiz, tüm canlılara iyi davranılmasını emretmiştir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s.), kesim esnasında hayvana eziyet edilmemesini istemiştir.
Kurbanın bilinen klasik yöntemle kesilmesi asıldır. Bununla beraber kurbana fazla eziyet vermemek (ölüm acısını azaltmak) maksadıyla, kesim esnasında hayvanın elektrik şoku, narkoz veya benzeri bir yöntemle bayıltılarak kesilmesi caizdir. Ancak hayvanın bayıltıldıktan sonra ölmeden boğazından kesilmesi gerekir.
...
Kurbanlık hayvanların yaşamlarının son anlarında kasapların keskin bıçakları altında nasıl çaresizce kıvrandıklarına birkaç kez tanık olup dehşete düşmüş biri olarak bu yanıtı son derece önemli buluyorum.
Diliyorum ki sadece kurban bayramlarında değil diğer zamanlardaki hayvan kesimlerinde de narkoz ya da elektrik şok uygulaması yaygınlaşır hatta zorunlu olur.
Padişah kurbanı bizzat keserdi
Sohbet havasındaki sade üslubuyla yazdığı eserlerinde Osmanlı tarihiyle ilgili ilginç bilgiler verir, bazı olayları sanki tanık olmuş gibi coşkuyla anlatırdı Tarihçi-Yazar Reşat Ekrem Koçu.
Örneğin, kurban bayramlarında padişahların bir ya da birkaç kurbanı bizzat kestiklerini şöyle anlatmıştı:
"Padişah namazdan dönünce Enderun'da Hırka-i Saadet Dairesi önündeki şadırvanın yanında 'Kurban Kapısı' denilen yere konulmuş bir iskemleye otururdu.
Bunun hemen ardından Silahdar Ağa padişahın keseceği koçları getirirdi. Yapılan duanın ardından tülbentlerle hayvanların gözleri bağlanırdı.