Kuklacı ve kuklası

İsrail, ABD'nin müthiş askerî, ekonomik ve istihbarat desteğini arkasına almasa ne Filistin topraklarının büyük bölümünü işgal edebilir, ne Gazze'de çoluk çocuk demeden binlerce sivili öldürebilir, ne Lübnan'a saldırılar düzenleyebilir, ne İran'a kafa tutabilir, ne Orta Doğu'daki diğer ülkelere parmak sallayabilirdi.

İsrail'in, kuklacısı ABD'nin yazdığı senaryoya göre hareket edip ondan aldığı komutları eksiksiz yerine getiren bir kukla olduğunu bilmek gerekiyor.

...

Kuklanın yaptıklarını her gün haberlerde izliyoruz.

Gelelim onu yönlendiren kuklacının marifetlerine:

Dünyanın neresinde bir huzursuzluk, karışıklık, savaş, kan ve gözyaşı varsa arkasından çoğu kez ABD çıkıyor.

Birkaçını hatırlayalım:

Demokratik yollarla seçilen Başbakan Muhammed Musaddık'ın darbeyle devrilmesinde rol oynamasa İran'da bugün belki çok farklı bir rejim olurdu.

Şili'de sosyalist Devlet Başkanı Salvador Allende'yi darbeyle düşürüp yerine diktatör Pinochet'nin getirilmesinde baş aktördü.

Honduras'tan Haiti'ye, Guatemala'dan Kongo'ya yaşanan pek çok darbe ve darbe girişiminde direkt ya da dolaylı rolü vardı.

Vietnam Savaşı'nın sorumlusu işgalci ABD'ydi. Savaşta 1,5 milyon Vietnamlı ve 60 bin ABD askeri hayatını kaybetti.

Kuzey ve Güney Kore arasında yaşanan ve milyonlarca insan için bedeli çok ağır olan savaşta fail olarak sahnede yine o yer aldı.

Bitmedi...

ABD'nin Irak, Suriye, Libya ve Afganistan'a yaptığı müdahaleler bu ülkeleri krizlere, bitip tükenmeyen savaşlara sürükledi, milyonlarca insanın hayatını zindana çevirdi.

Rusya-Ukrayna Savaşı'nın çıkmasının baş sorumlularından biri de ABD'den başkası değildi. Ukrayna'yı NATO'ya dâhil etmek isteyip silahlandırmaya başlaması Rusya'yı harekete geçirdi.

...

Bize de az çektirmediler.