Son günlerde ardı ardına önemli olaylar yaşadık.
Üniversite diploması tartışmalı bir şekilde geçersiz sayılan Ekrem İmamoğlu bunun hemen ardından bazı çalışma arkadaşlarıyla birlikte yolsuzluk suçlamasıyla gözaltına alındı ve yargılanıp tutuklandı.
Gözaltılar ve yargılama sürecinde iktidarı protesto etmek amacıyla İstanbul'da başlayan sokak eylemleri kısa sürede başka kentlere de sıçradı.
Gelişmeler ekonomiyi de vurdu. Titizlikle uygulanmaya çalışılan istikrar programı ağır yara aldı. Döviz fırladı, borsa düştü, yabancı yatırımcı ürktü, enflasyon tahmini değişti.
Bu olan bitenlerden alınması gereken önemli dersler var.
Örneğin iktidar partisi ileri gelenleri yaşananları sağduyuyla değerlendirip şu sonuçlara varırsa doğru bir yaklaşımda bulunmuş olur:
-Toplumda yaygın hale gelen yargının siyasallaştığı, kararlarını iktidarın istediği şekilde verdiği algısını değiştirmek zorundayız.
Yasalarda yapacağımız düzenlemelerle yargıyı tartışmasız biçimde bağımsız ve tarafsız bir noktaya getirmeliyiz.
-Milyonlarca insanın meydanlarda toplanmasının, sokaklara dökülüp eylem yapmasının nedenlerini enine boyuna tartışmak gerekiyor.
Eylemler sadece Ekrem İmamoğlu ile ilgili değildir.
Artan yoksulluk, dur durak bilmeyen fiyat artışları, önlenemeyen işsizlik, kutuplaştırıcı politikalar, medyaya yönelik ağır baskılar, fırsat eşitliğine ve liyakate önem verilmeyişi de eylemlerin nedenleri arasındadır.
Vatandaşların yaşadıkları ağır sıkıntılar sonucu sokakları doldurduğunu bilmeliyiz.
-İktidarımız önemli kararları artık birkaç kişiyle değil daha enine boyuna tartışarak ve bilim insanlarının görüşlerine başvurarak almalıdır.
-Bir yandan Avrupa Birliği'ne girmeye çalışırken diğer yandan Avrupa Birliği ilkelerine aykırı davranmaktan vazgeçmeliyiz.
-Atılan yanlış adımlar yüzünden muhalefeti karşımızda bütünleştirdiğimizi unutmamalı, bundan sonraki siyasi yolculuğumuzu buna göre yapmalıyız.