Bugün medya tam ortadan ikiye bölünmüş gibi.
Bir taraf kraldan daha kralcı kesilip iktidarı destekliyor ve yapılan ciddi yanlışları bile alkışla karşılıyor, diğer taraf muhalif siyasi liderleri yaya bırakırcasına sert bir muhalefet yürütüyor.
Oysa gazetecilik tarafsız yapılmalı, doğruları da yanlışları da net biçimde ortaya koymalı, haberlerle yorumlar karıştırılmayıp okuyucu ve izleyiciye ayrı ayrı sunulmalıdır.
Gazetecilerin mesleklerini nasıl icra etmeleri konusunda İsmet Paşa'nın verdiği, iletişim fakültelerinde bile okutulması gereken unutulmaz bir ders var.
Mehmet Barlas, "Dün Dündür" isimli nehir söyleşi kitabında (Turkuvaz Yayınları) Göksan Göktaş'a anlatmış:
"1965'te Cumhuriyet gazetesinde çalışıyordum.
O yıl yapılan seçimde CHP tarihinin en büyük seçim yenilgisini almıştı.
Bu durum İsmet İnönü'yü ziyadesiyle üzmüştü.
Röportaj yapmak için CHP binasına gittim, İnönü'nün odasına girdim.
'Hoş geldin Cemil Sait'in oğlu' diye karşıladı beni.
(Cemil Sait Barlas CHP'li siyasetçi. Ticaret ve devlet bakanlıkları yaptı. Mehmet Barlas'ın babası. NK)
'Paşam üzülmeyin, biz sizi destekliyoruz' dedim.
Dikkatlice baktı, 'Siz kimsiniz, beni kim destekliyor' dedi.
'Paşam, biz Cumhuriyet gazetesi olarak sizi destekliyoruz' dedim.
Paşa şu cevabı verdi:
'Bak Cemil Sait'in oğlu. Sen çocuksun. Hiçbir gazete hiçbir politikacıyı desteklemez... Bir daha destekliyoruz deme sakın!' "
...
Aynı kitapta Mehmet Barlas'ın anlattığı ilginç bir başka olayı da özetleyerek nakletmek istiyorum: