Siyasal ve toplumsal gerilimin tavan yaptığı günlerden geçiyoruz.
Böyle zamanlarda mizah önemli bir sığınaktır.
Dün bir arkadaşım, "Ak Parti'den kimi isimler arabalarına dolmuş ve kamyonların arkasındakilere benzer yazılar yazdırsa acaba nelerle karşılaşırdık" diye sordu.
Bu soruya şu yanıtları verdik:
"Gönlünde yer yoksa bana seçmenin, fark etmez ben ayakta da giderim"
Hatalıysam aramızda kalsın"
"Bir düşük faize bir de sabah uykusuna hasretim"
"Rampaların ustasıyım denk bütçenin hastasıyım"
"Benim gibisini Google'da arasan bulamazsın"
"Senin havan kadar benim rüzgârım var"
Ve tabii son olarak şu sözü de ekledik:
"Nereye gideceğini bilmeyene hiçbir rüzgârdan fayda gelmez."
"GENEL BAŞKANLIĞA RAZIYIM"
CHP'li seçmen tam "Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasının ardından sergilediği tutum ve özellikle Saraçhane mitingleriyle Özgür Özel genel başkanlıktan liderliğe yükseldi" diye düşünmeye başlamıştı ki hava birden değişti.
Özel adeta "Ben liderlik istemem genel başkanlığa razıyım" dercesine önemli bir yanlışa imza attı, CHP'lilere, ülke ekonomisinin bazı önemli milli kuruluşlarıyla birçok medya organına boykot uygulamaları çağrısı yaptı.
Anlamak ve kabul etmek mümkün değil bu çağrıyı.