14 Mayıs 1950'de yapılan seçimde 27 yıldır iktidarda olan CHP, Demokrat Parti karşısında ağır bir yenilgi almıştı.
Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, yurt dışında olan oğlu Erdal İnönü'ye 22 Mayıs 1950'de gönderdiği mektupta seçim sonucunu şöyle değerlendiriyordu:
"...Seçimi fena nispette kaybettik.
Niçin kaybettik
İnsaflı, insafsız bin bir sebebi var.
Fakat en başta geleni değişiklik arzusudur.
Bu da milletlerin hem masum, hem tabii bir arzularıdır.
En sıkıntılı zaman, kaybolmuş bir seçimden sonra geçen bir haftadır.
Şimdi bu bitti.
İki gün sonra yeni cumhurbaşkanı ve hükümet seçilecektir. Saat 18.30'da da ben, yeni cumhurbaşkanını tebrik edeceğim.
Bu bir hafta, çok şükür sarsıntısız geçmiştir..."
İsmet İnönü'nün iktidarı kaybetmelerine neden gösterdiği "değişiklik arzusu"nu ben bugünlerde başta gençler olmak üzere toplumun büyük bölümünde net biçimde gözlüyorum.
Ve bu arzu her geçen gün dalga dalga büyüyor.
Erken ya da zamanında yapılacak bir seçim Ak Parti iktidarını bitireceğe benziyor.
Gelinen noktada ana muhalefet partisi CHP'nin günlük polemiklerle vakit geçirmemesi, ciddi şekilde iktidara hazırlanması gerekir.
Bu partinin ekonomi politikası nedir
Enflasyonu nasıl önleyecek
İşsizliği hangi yöntemlerle azaltacak
Konut sorununu çözmek için neler yapacak
Bilen var mı
Parlamenter sisteme dönüş planını...
Bağımsız yargı için atacağı adımları...
Eğitimde gerçekleştireceği reformları...
Bilen var mı
Mafya ve çeteleri yok etmek için alacağı kararları...
Uyuşturucu kullanımı, şiddet ve bireysel silahlanmaya karşı yol haritasını...
İsraf ve yolsuzlukla mücadele stratejini...
Bilen var mı
Avrupa Birliği'ne üyelik için çalışılacak mı
Avrupa ordusu kurulursa asker verilecek mi
Bugünkü iktidarın ABD, Rusya, Çin, Ortadoğu politikaları sürecek mi
Bilen var mı
Dostça bir uyarı:
CHP, "değişiklik arzusu"nun yarattığı dalgayla tek başına ya da koalisyonla iktidar olur ama onu sürdürmesi çağdaş, akılcı politikalarla gerçekleşebilir ancak.
Şunu bilmelerinde yarar var:
Hazırlıksız şekilde iktidara gelmeleri çok kısa bir sürede toplumda yeni bir "değişiklik arzusu" yaratır.
İNFAZ SONRASI SAATLER
Deniz Gezmiş ve iki arkadaşı 1972'nin 6 Mayıs'ında sabaha karşı idam edildiler.
O saatlerde Deniz Gezmiş'in evinde yaşananları kardeşi Hamdi Gezmiş'in anılarından yararlanarak özetleyeyim:
Meclis, üç gencin idam edilmesine ilişkin mahkeme kararını çıkardığı bir kanunla onaylamıştı.
Bu kanun, 5 Mayıs'ta Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
İnfazlar artık her an gerçekleşebilirdi.
5 Mayıs'ı 6 Mayıs'a bağlayan gece anne Mukaddes Gezmiş ile en küçük oğlu Hamdi Gezmiş evde birlikteydi.
Radyoyu açtılar, başına oturdular.
Gelecek korkunç haberi bekliyorlardı.
Mukaddes Hanım'ın başı bir ara önüne düştü, uykuya daldı. Saat 02.00'yi gösterirken sıçrayarak uyandı.
Hamdi, "Ne oldu anne" diye sordu.