Tarihi dizilere büyük ilgi var.
Bunu gören başta TRT olmak üzere birçok kanal tarihi dizi yapmak için birbirleriyle yarışıyor.
Diriliş-Ertuğrul, Kuruluş-Osman, Mehmet-Bir Cihan Fatihi, Muhteşem Yüzyıl, IV Murat, Payitaht-Abdülhamid, Ya İstiklal Ya Ölüm, Kıbrıs-Zafere Doğru şimdiye kadar yayınlanan dizilerden sadece birkaçı.
***
Bu günlerde dizi yapımcıları önümüzdeki sezon yayınlanacak dizileri belirlemek ve hazırlamak için yoğun çaba içindeler.
Beni dinlerler mi bilmem ama onlara bir önerim var:
Birinci Dünya Savaşı'ndaki Türk esirleri konu alan bir dizi eminim ki soluk soluğa izlenir.
Böylece tarihimizin kahramanlık destanlarından ibaret olmadığı, kimi zaman büyük acıların da yaşandığı anlaşılır.
***
Prof. Dr. Cemal Taşkıran'ın, Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı arşivindeki belgelere dayanarak yazdığı "Ana Ben Ölmedim-Birinci Dünya Savaşı'nda Türk Esirleri" (Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları) kitabında bakın neler anlatılıyor:
-Birinci Dünya Savaşı'nda Türkler Kafkas, Irak, Sina-Filistin-Suriye, Çanakkale, Galiçya-Makedonya-Romanya, Yemen, İran ve Libya cephelerinde savaştı.
-Bu savaşlarda toplam 202 bin subay ve askerimiz esir düştü.
-Bu esirler İngilizlerin, Fransızların, İtalyanların, Yunanlıların ve Rusların yönetimindeki onlarca esir kampında yıllarca büyük zorluklar içinde yaşadı.
- Esir Türklerden binlercesi esir kamplarının güçlüklerine ve salgın hastalıklara dayanamayarak yaşamını yitirdi.
-İngilizlerin esir aldığı Türk askerlerden Mısır'daki kamplara konulanlardan binlercesi kör oldu. Bu olaylardan bir kısmının yanlış ilaç verilmesi, bir kısmının da kin ve nefret duygularıyla hareket eden bazı doktorların kasıtlı davranışları sonucu meydana geldiği belirlendi.
-Esir Türklerin büyük bölümü kamplarda ağır işlerde çalışmalarına karşın sosyal ve kültürel faaliyetlerde bulunmaktan geri kalmadılar. Futbol ve güreş sporlarını yapanlar olduğu gibi okuma yazma kursları açanlar, birbirlerine İngilizce, Fransızca, Rusça öğretenler de oldu.